Raporlar
MoreCare Projesi
“Burgaz’da ve Enez’de doğa mirasının korunmasına ve restorasyonuna yönelik önlemler“ Projesi
“Burgas ve Enez’deki doğal mirasın korunması ve restorasyonuna yönelik önlemler” (MoreCare)“, ref: CB005.1.115, Vaya (Burgas) ve Gala (Enez) göllerinde bir ortak modelin geliştirilmesi ve ekosistem servislerine yönelik metodolojinin değerlendirilmesi
Gala Gölü – Harita
Gala Gölü bölgesindeki ekosistem kaynaklarının ve hizmetlerinin HARİTASI
Açıklama:
1 – Pirinç tarlaları;
2 – Rüzgar enerjisi jeneratörleri parkı;
3 – Meralar;
4 – Tarihi yerler;
5 – Ziyaretçiler kulesi
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
“Burgas ve Enez’deki doğal mirasın korunması ve restorasyonuna yönelik önlemler”
(MoreCare), CB005.12.1.115
Vaya (Burgas) ve Gala (Enez) göllerinde bir ortak modelin geliştirilmesi ve ekosistem servislerine yönelik metodolojinin değerlendirilmesi CB005.1.12.115/S-4
EKOSİSTEM KAYNAKLARI GALA GÖLÜ
Uzmanlar:
Maria Broshtilova
Vladimir Dimitrov
YEŞİL ISTRANCA DERNEĞİ
Burgas,Ekim 2018
GALA GÖLÜ, ENEZ’DE EKOSİSTEM KAYNAKLARI VE HİZMETLERİ
Koordinatlar- 40.772403, 26.190290
Gala Gölü, Türkiye’nin Edirne ilinde, Maritsa Nehri’nin deltasının yakınında, Enez ilçesine 10 km, Ipsala ilçesine 23 km uzaklıkta bulunan Ipsala ve Enez ilçeleri arasında yer alan alüvyal bir tatlı su baraj gölüdür. Büyük Gala Gölü ve Küçük Gala Gölü adlı iki bölümden oluşmaktadır. 5.6 km2 yüzey alanına sahiptir ve deniz seviyesinden 2 m yüksektir. Derinlik 0,4-2,2 m arasında değişmektedir. Drenaj kanalı (Basamaklar Deresi), Kızkapan Deresi, diğer küçük dereler ve yağmurla beslenir. Göl, geniş sazlık alanlarla çevrilidir (Phragmites australis ve Thypasp.). Gölün çevresindeki Enez ve Ipsala arasındaki tarım arazisi, endüstriyel pirinç ekiminde kullanılır.
1991’den itibaren Gala Gölü doğa rezervinin bir parçasıdır ve koruma altına alınmıştır. 1997 yılında Gala Gölü, Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası öneme sahip bir sulak alan olarak ilan edildi. 2005 yılında göl ve çevresi milli park olarak ilan edildi ve 3090 hektar sulak alandan (Büyük Gala Gölü, Küçük Gala
Gölü, Pamuk Gölü) ve 3000 hektar ormanlık alandan (Hisli Dağı) oluşan bir alanı kapsamaktadır.
Korunan alan, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir.
Maritza deltasındaki biyoçeşitlilik, bazı kayıplara rağmen, çok zengin olarak kabul edilir. Gala Gölü’nde 55 tür bitki planktonu, 31 tür hayvan planktonu (zooplankton), 42 tür su bitkisi vardır. Ormanda yaklaşık 15 ağaç türü yetişir.
Gala Gölü Milli Parkı’nda 311 bitki türü tespit edilmiş ve bunların 5’i endemiktir. Ayrıca, 59 takson tıbbi ve süs kullanımına uygundur. Gölde birçok nilüfer vardır. Kıyı boyunca eşsiz ot, çalı ve ağaç türü bulunur. Burada 29 bitki özü var.
Alanda gözlemlenen 217 kuş türünün yaklaşık 46’sı yerleşik, 27’si kış göçmeni ve 90’ı yaz göçmen kuşudur. Gala Gölü, Via Pontica’nın kuzey-güney kuş göç yolunun önemli bir noktasındadır. Kuş türlerinin çoğunu hep birlikte gözlemlemek için en iyi zaman ilkbaharda Nisan ve Mayıs, sonbaharda ise Eylül ve Ekim aylarıdır. Göl, yaklaşık 45.000 kuşa ev sahipliği yapmaktadır ve dünyanın en büyük göçmen kuş rotalarından birinde yer almaktadır.
İki Gala gölü, Avrupa yılan balığı (Anguilla anguilla, L.), pike levrek (Stizostedion lucioperca L.), ortak sazan (Cyprinus carpio L.) ve kuzey pike (Esox lucius) gibi yüksek ekonomik değere sahip 16 balık türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Yoğun arazi kullanımı ve hayvancılık, su ürünleri, avcılık, rüzgar enerjisi üretimi – Gala Gölü çevresinin yüksek antropojenik yüke tabi tutar. Tarımda kullanılan fosfat, sülfat, nitrit ve nitratın yoğun tarım alanları ile çevrili olan Gala Gölü gibi sulak alanlarda yüksek olması beklenmektedir. Bununla birlikte, sülfat ve fosfat iyonlarının göle girişi, tarım arazileri ve göl arasındaki yoğun saz alanlarla ve onu tarım alanlarından ayıran küçük kanallarla kısmen sınırlıdır. Yabani su bitkilerinin bu yapay gübrelenmesi, göl yüzeyinin sazlık alanlarının daha hızlı gelişmesine neden olur. Gala Gölü’nde ölçülen pH, EC ve Ca değerleri gibi bazı fiziksel-kimyasal parametrelerin Trakya bölgesindeki benzer göllerle karşılaştırılması durumunda, bu değerlerin tamamen orman içinde bulunan göllerden daha yüksekken, kıyı göllerine benzer olduğu görülmektedir.
Gala Gölü, çoğunlukla Maritsa Nehri’nin suları ile beslenir. Gölde su seviyesi bir kanal ve kilit sistemi ile düzenlenmektedir. Bu, tarım arazilerinin etrafa taşmasını önler veya suyun sulama için kullanımını sağlar.
Gölün ortasında su akıtmak için belirli yerlerde kesintiye uğrayan gevşek bir hazne var. Milli Parkın yönetim planı bu hendekin çıkarılmasını sağlamıştır.
Gala Gölü, Türkiye’nin ikinci en büyük kuş gölü olarak bilinir ve İstanbul gibi bir metropole yakınlığı nedeniyle sıkça ziyaret edilir. Kuş gözlemciliği ve fotoğrafçılığa ek olarak, gölün aktiviteleri arasında piknik, yürüyüş ve bisiklet turu bulunmaktadır. Ziyaretçiler göldeki doğal yaşam alanlarını rahatsız etmemek için çok dikkatli olmalıdırlar.
Korunan bölgede 2013 yılına kadar avlanma yasaklandı.Kademeli olarak toparlanması için yapılan bir plandı . Maritsa Nehri’nde, Maritsa Nehri etrafında inşa edilen iki barajda ve Gala Gölü’nün yanında inşa edilen 30 km uzunluğundaki pirinç tarlasında balık avı var. Barajlar 1991-92 yıllarında pirinç tarlalarının sulanması için yapılmıştır. Su, Sular ve Orman Bakanlığı Su ve Atık Dairesi tarafından özel olarak oluşturulan kanallardan pompalanır.
Kanallar, deniz suyunu, pirinç ekiminde kullanılan pestisitlerden ve mineral gübrelerden korumaktadır. Pirinç tarlaları, yerel halkın asıl geçimini sağlar.
Milli Park topraklarında avlanma yasaktır. Pirinç tarlalarının topraklarında avlanır. / kışın ördek avı . Avlanma düzenlenmez, vergi ödenmez.
Milli Park’taki büyük biyoçeşitlilik göz önüne alındığında, bölgenin genetik kaynakların koruyucusu olarak önemi büyük ölçüde takdir edilebilir.
Gölün kıyıları boyunca kitlesel olarak, inekler ve koyunlar otluyor ve kamp yapıyor.Su yüzeyinin yaklaşık ½ si kamış ve kabuklu ağaçlarla kaplıdır. Bitkilerin kapsadığı alanı azaltmak için bir plan bulunmaktadır. Su samurlarının sazlık köklerini yediği saptanmıştır.
Bugün , kuşları gözlemlemek ve incelemek için büyük fırsatlar barındırdığından dolayı park, ornitologlar için en gözde yerlerden biridir. İstanbul ve Edirne’den gelen öğrenciler ve bilim adamları, biyolojik çeşitliliği incelemek için düzenli olarak Milli Parkı ziyaret eder.
Gala Gölü Ulusal Park Müdürlüğü, bir ziyaretçi merkezi ve tuvalet, kuş gözlemciliği için kuleler ve biyolojik çeşitliliği göstermek ve incelemek için diğer tüm materyallere birlikte 14 kilometrelik bir yürüyüş parkuru inşa etmeyi planlıyor.
Su sporlarının düzenlenmesi ve bisiklete binme olasılıkları görüşüldü. Doğal ve arkeolojik anıtları ve deniz turizmini birleştirme olasılıkları üzerine de görüşmeler var.
EKOSİSTEM KAYNAKLARI GALA GÖLÜ
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
Sonuç Raporu
Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü
Kırklareli, 18.12.2018
Proje kapsamında yapılanların özeti:
- Gala gölü su kalitesi çalışmaları
- Gala gölünde üç örnekleme noktası seçilerek 12 ay boyunca örnekleme yapılmıştır.
- Alınan su örneklerinde fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik analizler yapılmıştır.
- Elde edilen sonuçlar yerüstü Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliğinde yer alan Kıtaiçi Yer Üstü Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri parametrelerine göre değerlendirilmiştir.
- Eğitim çalışmaları
- 9-11 Ekim 2017 tarihinde Bulgaristan Burgaz şehrinde düzenlenen üç günlük eğitime katılım sağlanmıştır. Toplantıda Gala gölü su kalitesi, Gala gölü kuş habitatı gibi konularda sunumlar yapılmıştır. Vaya gölü yerinde incelenmiştir.
- Proje taraflarının uzmanları tarafından yapılacak su ölçüm metodolojileri, izlenecek yöntemler için toplantı yapılmıştır. Burgaz’da su analiz laboratuvarında teknik gezi yapılmıştır.
- 17-19 Ekim 2018 tarihinde Türkiye Enez’de düzenlenen eğitime katılım sağlanmıştır. Toplantıda Gala gölü su kalitesi, Gala gölü çevresindeki tarım arazilerinin toprak özellikleri, Edirne İlinin sosyoekonomik yapısı, Gala Gölü kuş popülasyonu gibi konularda sunumlar yapılmıştır. Uygulamalı olarak Gala gölünden su örneklemeleri yapılarak yerinde ölçüm yapılabilen parametreler analiz edilmiştir. Gölde kuş gözlemleri de yapılmıştır.
- Rapor yazımı
Elde edilen sonuçlar doğrultusunda sonuç raporu yazılmıştır.
Giriş
Bulgaristan’da Rila Dağı’ndan (2925 m) yükselen Meriç Nehri, Tunca, Arda ve Ergene gibi üç ana koldan oluşuyor ve İpsala’nın kuzeyinden başlayarak geniş bir yatakta akmaya başlıyor . Meriç-Ergene kavşak noktasından başlayan bu geniş yatak, Meriç Taşkın Ovası Ovasının başlangıç noktasıdır. Taşkın ovası bu noktadan başlayarak dağılır ve Güneydeki Hisarlıdağ volkanik kütlesi tarafından kıvrılarak dik şekilde uzanır. Gala, Pamuklu ve Sığırcı gölleri Meriç Deltası’ndadır ve Meriç Nehri’nin doldurduğu ve alüvyonların hazırladığı çevrenin çıktısıdır. Meriç Deltası Sulak Alanı ve tampon bölgesi Enez ve İpsala ilçelerinde toplam 27.490 hektar alanı kapsamaktadır.
Gala Gölü’nün fazla suları, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün yaptırdığı menfez ve kanallar vasıtasıyla Enez gölüne aktarılıyor. Bu nedenle Büyük Gala Gölü, Gala Göleti, Pamuklu Gölü, Sığırcı Gölü (Yeni Karpuzlu Göleti), Enez lagünleri ve Meriç Nehri bir bütün sulak alan olarak hareket eder.
Meriç Deltası’nın yüksekliği incelendiğinde, 35 m altındaki alanların en geniş alanları içerdiği görülmektedir. Hisarlı Dağı, Meriç Deltası’nın en yüksek bölgesini oluşturur. Bu kütle volkanik kayalardan oluşur ve eliptiktir. Hisarlı Dağı, Gala Gölü’nün güneybatısında yer alır ve bazı tepeleri 430 m’nin üzerindedir.
Gala Gölü Edirne ili sınırları içerisinde, Maritsa nehrinin Ege Denizi ile birleştiği bir bölgede yer almaktadır. Göl, deniz seviyesinden 2 metre yükseklikte ve Enez ve Ege Denizi’ne 10 km uzaklıktadır. 40 ° 46’06.79 ” Kuzey ve 26 ° 11’07.63 ” doğuda yer alan alüvyonel bir göldür ve Maritza Nehri ile Saros koyuna gölle bağlıdır. Gölün derinliği meteorolojik koşullara ve pirinç tarlalarının sulanması için kullanılan su miktarına göre değişmektedir. Gölün en derin kısmı yağışlı mevsimde 2,2 metre, artan taşkın, normal şartlarda 1,5 metre ve kurak mevsimlerde 30-40 cm’ye kadar düşebilir. Yaz aylarında göl, kuruma nedeniyle Büyük ve Küçük Gala Gölleri olmak üzere iki kısma ayrılır.
Gölün kıyısında Phragmites australis ve Typha spp’den oluşan makro vejetasyon bulunur. Göl, pirinç ekiminin yapıldığı birçok tarım alanı ile çevrilidir.
Gala Gölü Milli Parkı, 3.090 sulak alan ve 3.000 ha ormanlık alan olan 6.090 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Buna ek olarak, Gala Gölü sulak alanlar içerisinde listelenen Maritza Deltası’nın bir parçasıdır ve batı Palaearktik bölgesindeki iki ana kuş göç yolundan birini oluşturan kuzeybatı-güney aksı boyunca uzanmaktadır. Milli park sınırlarında 46’sı yerli, 27’si kış göçmeni, 90’ı yaz göçmeni olmak üzere toplam 163 kuş türü bulunmaktadır. Yörenin balık faunası, içinde yılan balığı, lucioperca ve pike olmak üzere 16 tür ile temsil edilmektedir, çok önemli bir ekonomik öneme sahip olan taksonlardır.
Gala Gölü, denize yakınlığı, yurt dışındaki orman ekosistemi, çayır alanları ve yaylalar nedeniyle tatlı su ve sulu ortamının yanı sıra habitat çeşitliliğine sahiptir. Milli Park, Türkiye’yi geçen Kuzey-Güney kuş göç yolunda olduğu için kuş gözlemi, habitat gözlemi ve doğa fotoğrafçılığı gibi aktiviteler için oldukça uygundur.
Gala ve Pamuklu Göllerine 1991 yılında Tabiatı Koruma Alanı statüsü verildi ve 1992 yılında Gala Gölü çevresindeki alan Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edildi. Gala ve Pamuklu Göllerinin bulunduğu bölge, 2005 yılında Türkiye’nin 36. Milli Parkı ilan edildi.
Bulgular ve Tartışma
- Gala gölü su kalitesi çalışması sonuçları
Proje kapsamında Gala gölümdeki su kalitesinin belirlenmesi amacıyla üç farklı noktadan su örneklemeleri yapılmıştır. Örneklemeler aylık periyodlarda alınmış olup toplamda 12 ay boyunca numune alımı gerçekleştirilmiştir.
Alınan su örneklerinde aşağıdaki fiziksel, kimyasal ve biyolojik analizler yapılmıştır;
- Toplam çözünmüş madde (TDS)
- Oksidasyon-redüksiyon potansiyeli (ORP)
- Çözünmüş osijen (DO)
- Turbidity (NTU)
- Chloropyll
- BGA-PC (yeşil alg)
- Biyolojik oksijen ihtiyacı (BOİ)
- Kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ)
- Amonyum azotu (NH4-N)
- Nitrat azotu (NO3-N)
- Nitrit azotu (NO2-N)
- Fosfor (P)
- pH
- Elektrlksel iletkenlik (EC)
- Askıda katı made (AKM)
- Yağ ve gres
- Fekal koliform
- İz elemenleri ve inorganik parametreler (Mn, Fe, Zn, Cu, Cr, Co, Pb, Ni, Cd)
- Anyon ve katyonlar (CO3-2, HCO3–, Cl–, Na+, K+, Ca+2, Mg+2)
Örnekleme yapılan noktalar, göl suyu kalitesini temsil edecek şekilde seçilmiş olup Şekil 1’de verilmiştir.
Analiz sonuçları Yarüstü Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliğinde yer alan Kıtaiçi Yer Üstü Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri parametrelerine göre değerlendirilmiştir (Tablo 1).
Şekil 1. Gala gölü örnekleme noktaları
(a) Kalite sınıflarına göre suların kullanım maksatları:
I. Sınıf– Yüksek kaliteli su (Tüm parametrelerin I. sınıf su kalitesi değerinde olması “Çok İyi” su durumunu ifade etmektedir.);
1) İçme suyu olma potansiyeli yüksek olan yerüstü suları,
2) Yüzme gibi vücut teması gerektirenler dâhil rekreasyonel maksatlar için kullanılabilir su,
3) Alabalık üretimi için kullanılabilir nitelikte su,
4) Hayvan üretimi ve çiftlik ihtiyacı için kullanılabilir nitelikte su,
II. Sınıf– Az kirlenmiş su (I. ve II. sınıf su kalitesi arasındaki değerler “İyi” su durumunu ifade etmektedir.);
1) İçme suyu olma potansiyeli olan yerüstü suları,
2) Rekreasyonel maksatlar için kullanılabilir nitelikte su,
3) Alabalık dışında balık üretimi için kullanılabilir nitelikte su,
4) Mer’i mevzuat ile tespit edilmiş olan sulama suyu kalite kriterlerini sağlamak şartıyla sulama suyu,
III. Sınıf – Kirlenmiş su (II. ve III. sınıf su kalitesi arasındaki değerler “Orta” su durumunu ifade etmektedir.);
Gıda, tekstil gibi nitelikli su gerektiren tesisler hariç olmak üzere, uygun bir arıtmadan sonra su ürünleri yetiştiriciliği için kullanılabilir nitelikte su ve sanayi suyu,
IV. Sınıf– Çok kirlenmiş su (III. ve IV. sınıf su kalitesi arasındaki değerler “Zayıf” su durumunu ve tüm parametrelerin IV. Sınıf su kalitesi değerinde olması “Kötü” su durumunu ifade etmektedir.);
III. Sınıf için verilen kalite parametrelerinden daha düşük kalitede olan ve üst kalite sınıfına ancak iyileştirilerek ulaşabilecek yerüstü suları.
(b) Konsantrasyon veya doygunluk yüzdesi parametrelerinden sadece birisinin sağlanması yeterlidir.
(c) pH değerine bağlı olarak serbest amonyak azotu konsantrasyonu 0,02 mg NH3–N/L değerini geçmemelidir.
(d) Bu gruptaki kriterler parametreleri oluşturan kimyasal türlerin toplam konsantrasyonlarını vermektedir.
Birinci noktadan alınan su örnekleri analiz sonuçları Tablo 2’de verilmiştir. Tabloda yer alan analiz sonuçlarına göre birinci örnekleme noktasındaki su kalitesine baktığımızda, pH değeri açısından herhangi bir sonun görülmezken, suyun EC değerleri 0,509 ile 2,13 dS/m arasında değişmiştir. Ocak, Şubat, Mart ve Nisan 2018 tarihlerinde EC değerleri diğer aylara göre daha düşük olup iyi su niteliğindedir. Söz konusu ayların dışındaki örnekleme tarihlerinde 1. Noktadan alınan su örnekleri tuzluluk açısından orta (III sınıf) sınıfta yer almaktadır (1,19 ile 2,13 dS/m). Mevsimsel olarak değerlendirildiğinde kış aylarında göl tuzluluğu azalırken yaz aylarında tuzluluk artmıştır. Bu durum, kış aylarında yağışların artması ve göldeki su miktarının artması, yaz aylarında ise, buharlaşma sonucu su kaybının artması sonucu göldeki su miktarının azalmasından dolayı doğal sayılabilir.
Oksitlendirme parametrelerinden olan BOİ ve KOİ sadece Temmuz 2017 yılında belirlenmiş ve göl suyu BOİ açısından çok kirlenmiş, KOİ açısından az kirlenmiş su sınıfında yer almıştır.
Nutrientler parametreleri açısından incelendiğinde, NH4+-N 5,18 ile 9,24 mg/l arasında belirlemiş olup, söz konusu parametre açısından göl suyu çok kirlenmiş su sınıfında yer almıştır. NO3–-N açısından her hangi bir sorun yokken, NO2–-N tespit edilmemiştir. Fosfor değerleri 19,22 ile 195,23 µg/l arasında değişmiş olup, iyi su nitelindedir. NH4+-N değerlerinin yüksek bulunmasının nedeni, etraftaki çeltik tarımı yapılan tarlalarda üre veya amonyum sülfat gübrelerinin yoğun miktarda kullanılması ve tavalardan drene olan suların yüzey veya yüzeyaltı akışla göle karışmasından kaynaklanabilir.
Gol suyu, bakteriyolojik parametreler açısından (fekal koliform) değerlendirildiğinde mevsim şartlarından bağımsız olarak farklı aylarda farklı kirlilik düzeylerinde yer almıştır (II-III-IV).
İz elementleri (Metaller) ve İnorganik Kirlilik Parametrelerinden Mn, Zn, Cu, Cr Co, Ni ve Cd açısından göl suyunda herhangi bir sorun görülmezken, Fe Aralık 2017 ve Şubat 2018 aylarında yüksek bulunmuştur. Pb değerleri de Aralık 2017, Ocak 2018 ve Şubat 2018 tarihlerinde yüksek belirlenirken diğer aylarda çok iyi su niteliğindedir.
Gala gölünün ikinci noktasından yapılan örneklemelerde (Tablo 3);
Tuzluluk çok yüksek olmamakla beraber bir ay çok iyi su sınıfında (I), dört ay boyunca iyi su (0,464 ile 0,952 dS m-1) nitelinde ve altı ay boyunca orta kalitede su niteliğinde (1,473 ile 2,582 dS m-1) olduğu belirlenmiştir.
Bakteriyolojik kirlilik bakımından su genelde III. sınıfta yer almıştır.
BOİ değerleri bakımından ikinci noktadan alınan su, iyi ve orta kalitede iken KOİ parametresi açısından iyi kalitededir.
Nutrientlerden sadece amonyum değerleri bazı aylarda yükselmiş ve su kalitesi zayif-çok kirlenmiş su nitelinde olmuştur.
Fosfor değerlerinin Temmuz 2018 hariç II. sınıfta, yani iyi su kalitesinde olduğu tespit edilmiştir.
İz elementler (Metaller) ve İnorganik Kirlilik Parametrelerinden sadece Fe (Ocak 2018 ve Mart 2018 tarihlerinde) Pb değerleri (Kasım 2017, Ocak-Şubat-Mart 2018) bazı aylarda sorun yaratacak düzeylerde seyretmiştir.
Üçüncü noktadan alınan su örneklerinde (Tablo 4);
Suyun tuzluluğu 0,531 ile 2,708 dS m-1 arasında (II ve III sınıf),
Fekal koliform değerleri 20 ile 22600 CFU/100 ml arasında (II-III-IV sınıf),
BOİ değerleri 5 ile 20 mg L-1 arasında (II. ve III. sınıf), KOİ değerleri de 11,6 ile 49,87 mg L-1 (I. ve II. sınıf) aralığında belirlenmiştir.
Nutrientlerde diğer iki noktada olduğu gibi yine sadece NH-N değerleri yüksek bulunurken (IV. sınıf) NO3-N ve NO2-N değerleri kirliliğe sebep olmamıştır.
Fosfor değerleri iyi ve orta, Mn değerleri iyi, Fe değerleri Kasım 2017 tarihinde II. sınıfta, Ocak 2018 tarihli su örneğinde orta kirlilikte belirlenirken diğer aylarda yüksek kaliteli su sınıfında yer almıştır.
Zn, Cu, Cr, Co, Ni ve Cd’ rastlanmazken Pb değerleri Aralık 2017 ve Ocak 2018 tarihlerinde IV. sınıfta yer almıştır.
Tablo 2. Gala Gölü 1. Örnekleme noktası analiz sonuçları
Gala gölünün üç farklı noktasından alınan su örneklerine ait bazı parametreler mevsimlik olarak değerlendirilmiş ve görsel olarak aşağıda yer alan şekillerde verilmiştir.
Şekil 2. BOİ ve KOİ parametrelerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 3. P, HN4-N, NO3-N ve NO2-N parametrelerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 4. AKM değerlerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 5. pH değerlerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 6. Çözünmüş oksijen değerlerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 7. Elektriksel iletkenlik değerlerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 8. Fekalkoliform değerlerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 9. Birinci örnekleme noktasından alınan su örneklerine ait ağır metal değerlerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 10. İkinci örnekleme noktasından alınan su örneklerine ait ağır metal değerlerinin mevsimsel gösterimi
Şekil 11. Üçüncü örnekleme noktasından alınan su örneklerine ait ağır metal değerlerinin mevsimsel gösterimi
Gala Gölünü su kalitesi açısından değerlendirdiğimizde;
- Her üç noktada da elde edilen sonuçlar birbirine benzerlik göstermiştir.
- Tuzluluk değerleri 0,185 ile 2,708 arasında değişmiş olup, yaz aylarında tuzlulukta artış gözlenmiştir.
- Oksitlendirme parametreleri sorun yaratacak boyutta olmamıştır.
- Nutrientlerden sadece NH-N açısından sıkıntı olduğu ortaya çıkmıştır.
- Göl suyunda fekal koliform kirliliği tespit edilmiştir. Örneklemeler göl kıyısından yapıldığından dolayı insan ve hayvan faaliyetlerinin yoğun olması değerlerin bazı aylarda yükselmesine neden olmuştur.
- Bazı aylarda Mn, Fe ve Pb kirliliği belirlenmiştir.
- Zn, Cu, Cr, Co, Ni ve Cd kirliliğine rastlanmamıştır.
Sonuçlar
1. Genel bilgiler
Edirne ili, Enez ve İpsala ilçelerinde bulunan, 05.03.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararıyla Türkiye’nin 36. Milli Park’ı olarak ilan edilen Gala Gölü Milli Parkı; 3.090 hektar sulak alan (Büyük Gala Gölü, Küçük Gala Gölü, Pamuklu Gölü) ve 3.000 hektar ormanlık alan (Hisarlı Dağı etekleri) olmak üzere toplam 6.090 hektar alandan oluşmaktadır.
Gala Gölü Milli Parkı; Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları, Önemli Kuş Alanları ve Önemli Bitki Alanları listelerinde bulunan ve Ramsar Kriterlerinin üçüne (4., 5. ve 6. kriterlere) sahip uluslararası A sınıfı bir sulak alan olan Meriç Deltası Sulak Alanının içerisinde bulunmakta olup; Karasal Ekosistem ve Sucul Ekosistem olmak üzere 2 ana kısımda ele alınarak değerlendirilmiştir.
Resim 1. Gala gölü doğal habitatında bulunan tepeli pelikan
Gala Gölü Milli Parkı; Enez ilçesine 8 km, İpsala ilçesine 23 km, Keşan ilçesine 50 km, Edirne İl Merkezine 155 km, İstanbul’a ise 240 km uzaklıkta yer almaktadır.
Gala Gölü Milli Parkı, Türkiye’nin ekolojik bölgelerinden Marmara Geçiş Bölgesi’nin Ergene Kuru Orman-Antropojen Bozkır Bölümü ile Akdeniz İklim Bölgesi’nin Ege Alt (Kızılçam) Bölümü sınırında, Aşağı Meriç Taşkın Ovası içinde yer almakta; bu taşkın ovasının en büyük sulak alanını oluşturmaktadır.
Gala Gölü Milli Parkı’nın ana kaynak değeri içerisinde bulunan 3adet göl (Büyük Gala Gölü, Küçük Gala Gölü, Pamuklu Gölü) ve burada bulunan sazlıklarda barınan su kuşlarıdır. Bununla birlikte endemik bitkilerin bulunduğu Hisarlı Dağı ve etekleri de parkın diğer kaynak değerlerini oluşturur. Hisar Dağında 60,3 ha. olan Fransız Dağ Akçaağacı Gen Koruma Ormanı bulunmaktadır. Gen koruma ormanları mutlak koruma alanları olup hiçbir şekilde müdahalede bulunulmaması gereken alanlardır.
Milli Parkın yer aldığı bölge, Akdeniz kıyı ekosistemlerinden karasal ekosistemlere kadar tüm geçiş alanlarını içerisinde barındırmakta ve farklı ekosistemleri temsil etmektedir.
Milli Parkta, 311 bitki türü tespit edilmiş olup bu türlerden 5 tanesi endemiktir. (Dianthus ingoldbyi, Taraxacum aznavourii, Centaurea polyclada, Dianthus lydus ve Campanula lyrata subsp. lyrata.)
Gala Gölü Milli Parkı’nda tıbbi ve ekonomik kullanımı olan 59 takson tespit edilmiştir. Ayrıca bu bitkilerden 22’sinin tıbbi ve 13’ünün süs bitkisi olarak kullanımı bulunmaktadır. Acer campestre, Pistacia terebinthus, Hedera helix, Xeranthemum annuum, Cornus mas, Quercus cerris, Quercus coccifera, Ficus carica, Rosa canina ve Typha angustifolia türlerinin günümüzde ekonomik açıdan aktif kullanımı bulunmaktadır.
Resim 2. Gala gölü sazlıklarda bir görünüm
Milli Park alanı içerisinde, 165 kuş türü görülmekte olup, bu türlerin 46 türü yerli, 27 türü kış göçmeni ve 90 türü yaz göçmeni kuşlardır. Balık türü olarak da 16 tür balık tespit edilmiş olup yılan balığı, sudak, sazan ve turna gibi ekonomik değeri yüksek olan balıklar bulunur.
Gala Gölü Milli Parkı sınırları içerisinde kaydedilmiş olan kuş türleri arasında bazı nadir ve koruma öncelikli türler yer almaktadır. Dikkuyruk (Oxyura leucocephala), Akkuyruklu Kartal (Haliaeetus albicilla), Balık Kartalı (Pandion haliaetus), Tepeli Pelikan (Pelecanus crispus), Küçük Karabatak (Phalacrocorax pygmeus) gibi türler küresel ölçekte azalmalarından dolayı koruma altında bulunurken bazı türler ise bu alanda karşılaştıkları riskler nedeniyle, alan bazında risk altında bulunmaktadırlar. Bunlar arasında Kuğular (Cygnus spp.) ve Pelikan türleri (Pelecanus spp.) başta gelmektedir. Bu türlere yönelik olarak sergilenen tehditlerin başında çok miktarda balıkla beslenmeleri nedeniyle pelikanların öldürülmeleri ve süs hayvanı olarak nitelenmeleri ve talep görmeleri nedeniyle kuğuların yakalanarak alandan kaçırılması gelmektedir. Alanda bulunan diğer tehlike altındaki türler arasında Çeltikçi (Plegadis falcinellus), Mahmuzlu Kızkuşu (Vanellus spinosus), Erguvani Balıkçıl (Ardea purpurea), Kara Leylek (Ciconia nigra), Angıt (Tadorna ferruginea), Suna (Tadorna tadorna) ve Yalı Çapkını (Alcedo atthis) bulunmaktadır.
Amphibia (İki Yaşamlılar) 9 Tür, Reptilia (Sürüngenler) 25 Tür, Erinaceomorpha (Kirpiler) 1 Tür, Soricomorph (Böcekçiller) 6Tür, Chiroptera (Yarasalar) 24 Tür, Lagomorpha (Tavşanlar) 1tür, RODENTIA (Kemiriciler) 17 tür, CARNIVORA (Etçiller) 9 tür, ARTIODACTYLA (Toynaklılar) 1 tür ile temsil edilmektedir.
Milli Park alanı ve ekolojik sınırlar içerisinde 25 türle temsil edilen sürüngenlerden Benekli Kaplumbağa ve Çizgili Kaplumbağa su sistemi ve kıyı bölgelerinde parçalı ve çok büyük olmayan popülasyonlar halinde yaşamaktadırlar.
Resim 3. Gala gölü doğal habitatında bulunan balıkçıl kuşu
Rekreasyon imkanları
Gala Gölü sahip olduğu tatlı sulu, sulak ortamı yanında, denize olan yakınlığı, yakın çevredeki orman ekosistemi, çayırlık alanlar ve dağlık ortamların birbirine çok yakın bulunmasıyla zengin bir habitat çeşitliğine sahiptir. Milli Park ayrıca, Türkiye üzerinden geçen kuzey-güney kuş göç yolu güzergahı üzerinde de bulunduğundan kuş gözlem, habitat gözlemi ve doğa fotoğrafçılığı gibi etkinliklere oldukça uygundur. 15.05.2013 tarihinde Gala Gölü Milli Parkı’nın koruma-kullanma dengesinin tesisi ile gelecek nesillere milli bir miras olarak bırakılabilmesi için arazi kullanım kararlarının alındığı Uzun Devreli Gelişme Planı onaylanmıştır. Plana göre Parkta 12 km uzunluğunda doğa yürüyüşü parkuru, bisiklet parkuru, kuş gözlem kulesi, manzara seyir noktası, tanıtım merkezi gibi ziyaretçilere yönelik yapılar planlanmıştır.
2. Su kalitesi analiz sonuçlarına göre
Elde edilen sonuçlara göre;
Gala Gölü, yakın çevresinde bitkisel üretim olarak çeltik üretimi, hayvancılık faaliyeti olarak ise, meraya dayalı büyükbaş hayvancılık yapılmaktadır. Göl suyu bu hayvanların içme suyu olarak da değerli bir kaynak konumundadır.
Resim 4. Gala Gölü bitişiğinde çeltik üretimi
Gala Gölü, çevresinde yürütülen yoğun tarımsal faaliyetlerden, İpsala ve Keşan yöresinde çeltik alanlarından dönen kuyruk suyunun bir kısmının göle ulaşmasından ve Ergene Nehri suyunun da bir miktar karışmasından kaynaklanan önemli derecede organik ve inorganik kirliliğe maruz kalmaktadır.
Gölün çevresindeki çeltik üretiminde bol miktarda kimyasal kökenli kompoze gübreler (20-20-0, 18-46-0) kullanıldığı için, alınabilir fosfor miktarı yüksek (11,48 mg kg-1-97,36 mg kg-1) miktarlara ulaşmıştır. Fosforun topraktan yıkanması yavaş olsa da, suda çözünebilir gübrelerin kullanımı, suyun tavalarda sürekli hareket ettirildiği çeltik tarımında bir miktar yıkanmanın olması mümkündür.
Çeltik tarımı yapılan alanlar, yılın büyük bir bölümünde su altında kaldıkları için, aynı zamanda bir bitki besin maddesi olan demir ve manganın gölün yakın çevresindeki (0-15 km çap) topraklardaki alınabilir miktarı yüksek (Fe;15,08 mg kg-1-174,34 mg kg-1, Mn;39,48 mg kg-1-101,84 mg kg-1) miktarlara ulaşmaktadır (Gürbüz ve ark.,2018) . Göldeki su da gerek yüzey ve yüzeyaltı besleme ve gerekse etraftan sediment taşınımı sonucu bu elementlerin miktarları bazı aylarda yüksek değerlere ulaşmıştır.
Resim 5. Gala Gölü çevresinde hayvancılık faaliyeti
Göl suyunda, bazı aylarda fazla miktarda kurşun bulunması (Pb), çeltik tarımı esnasındaki tarım makinalarının kullanımından ve yöredeki yollardaki trafikten kaynaklanabileceği tahmin edilmektedir.
3. Gala gölü ile ilgili diğer sorunlar ve alınması gereken önlemler
- Çevredeki çeltik tarımı yapılan arazilerde, yasak olmasına rağmen çeltik hasat artıklarının kış ve ilkbahar aylarında kaçak yollarla yakılması, hava kalitesini bozmaktadır.
- Çeltik tarımında aşırı miktarda suda çözünebilir azotlu ve fosforlu gübrelerin kullanımının engellenmesi ve gübre miktarının optimize edilmesi, su kalitesine olan etkilerinin azaltılması için, yöredeki çeltik tarlalarında toprak analizine dayalı gübreleme zorunlu hale getirilmelidir. Bununla birlikte nitrat kirliliğinin önlenmesine yönelik iyi tarım uygulamaları konusunda tarım işletmelerine gerekli eğitim verilmeli.
- Göl çevresindeki çiftlik işletmelerine düzenleme getirilmeli ve çiftlik atıklarının göle karışmasına engel olunmalıdır.
- Gölde izleme çalışmalarının sürekliliğinin sağlanabilmesi, su kalitesinin korunması için mevcut yönetim planının etkin hale getirilmesi, havza boyutunda yönetim ve eşgüdüm çalışmalarının yürütülmesi, su kalite değişimlerini online olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Rapor Yazımı:
Dr. Ülviye ÇEBİ – Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/Kırklareli
Dr. Fatih BAKANOĞULLARI – Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/Kırklareli
Dr. Mehmet Ali GÜRBÜZ – Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/Kırklareli
Dr. Başak AYDIN – Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/Kırklareli
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
Proje „“Burgas ve Enez’deki doğal mirasın korunması ve restorasyonuna yönelik önlemler” (MoreCare)“, ref: CB005.1.115, Vaya (Burgas) ve Gala (Enez) göllerinde bir ortak modelin geliştirilmesi ve ekosistem servislerine yönelik metodolojinin değerlendirilmesi
Vaya Gölü – HARİTA
Vaya Gölü bölgesinde endüstriyel kirlilik kaynakları
Açıklama:
1 – Sanayi alanları;
2 – Belediye çöplüğü;
3 – Açıklık;
4 – Petrol;
5 – Kronoshpan;
6 – Atık su arıtma tesisi;
7 – Elektrik santrali
Vaya gölü bölgesinde ekosistem hizmetleri
Açıklama:
1 – Balıkçılık için ekolojik bölge;
2 – Balık çiftliği, kuş gözlemciliği, binicilik, organik tarım, spor vb. İçin ekosistem.
3 – Orman;
4 – Kürek tabanı;
5 – Korunan alan “Vaya”
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
Measures for conservation and restoration of natural heritage in Bourgas and Enez (MoreCare), CB005.12.1.115
“Development of a joint model and an assessment methodology for ecosystem services in Vaya (Burgas) and Gala (Enez) lakes”, CB005.1.12.115/S-4
EKOSİSTEM KAYNAKLARI
VAYA GÖLÜ
Doç. Dr. Mariya Broshilova
Müh. Vladimir Dimitrov
YEŞİL ISTRANCA DERNEĞİ
Burgas, Kasım 2018
BURGAS VAYA GÖLÜNDE EKOSİSTEM KAYNAKLARI VE HİZMETLER
Coordinates – 42.502471, 27.400832
Karadeniz biyolojik coğrafi bölgesinin Karadeniz kuşağının Güney sahillerinde yer alan Burgas Gölü (Vaya) Bulgaristan’ın en büyük doğal gölüdür. Göl ve çevresindeki alanlar Burgaz Belediyesi’nin Burgaz şehri arazileri içerisinde bulunmaktadır.
Burgas Gölü veya Vaya olarak iki ad ile isimlendirilen göl acı sulu sığ sahil gölüdür, açık limandır. Burgas’ın batısında bulunmakta olup, tüm doğu kıyıları şehrin sanayi ve yaşam bölgelerine dayanmaktadır. Uzunluğu 9,6 km, genişliği ise 4,5 km’ye ulaşabilmektedir (ortalama 2,8 km). Deniz seviyesinde bulunan gölün batı kıyıları deniz seviyesinin yaklaşık 0,2 metre üzerinde, kuzey ve doğu kıyıları ise deniz seviyesinin 15-20 metre üzerine kadar çıkabilmektedir. Burgas Gölü’nün yüzölçümü 3092,02 hektardır. Toplam su yüzeyi 2760 hektar olup, su hacmi 19,0 Milyon m3’tür. Göl ve deniz birbirine 350 metre uzunluğunda savak kanalı ile bağlıdır. Gölün işlevini normal bir şekilde görmesi için bu kanalın temizlenmesi son yıllarda çok önemli hale gelmiştir. Bu kanal tatlı su gölüne denizden hayati önemde taze su, besin maddeleri ve çok sayıda deniz canlılarının geçişi sağlamaktadır. Denizle arasında kumsal bir alan bulunmaktadır ve bu alanda sanayi bölgesi ile Burgaz’ın bir mahallesi bulunmaktadır. Bu alan yıllar önce limandaki canlılar dünyası için en büyük sorunlara neden olmuştur. Gölün derinliği 1,3 metreye ulaşmaktadır. Suyun tuzluluk oranı 10,58 promil civarında olup, mevsimsel ve yıllık farklılıklar göstermektedir. Rüzgârın uzun süre doğudan esmesi gölün bir kısmında tuz oranının artmasına neden olmaktadır. Vaya Gölü’nün batısından Aytoska, Sındırdere ve Çukarska nehirlerinin suları göle akmaktadır.
Göl arazisinin %87’si devlet mülkiyeti, %7’si belediye mülkiyeti ve %6’sı özel mülkiyettir. Su alanı tamamen devlet mülkiyetidir.
Güneybatıda gölü daha küçük su havzaları ile çevrelenmiştir. Bu bataklıklar sık bitki örtüsü ile kaplıdır ve buralarda dalyanlar tesis edilmiştir. Göl ve çevresindeki bataklıklar ülkedeki en büyük kamış alanıdır. Kıyıları, genellikle kamış (Phragmites australis), dar yapraklı hasırotu (Typha angustifolia), geniş yapraklı hasırotu (Typha latifolia) vb. olmak üzere, su seven bitkilerle kaplı olup, batısında ve kuzeybatısında daha geniş alana yayılmaktadır. Gölü nemli çayırlar, çanak tuzçiminin (Puccinellia convoluta) hakim olduğu halofit bitkiler alanları, yumrulu salkım (Poa bulbosa) ve çimin (Lolium perenne) hakim olduğu mezokserotermik bitki alanları, tarlalar ve otlaklar çevrelemektedir.
Vaya Gölü’nün bir bölümü (%12) ulusal doğa koruma yasaları uyarınca koruma altına alınmıştır. 1997 yılında gölün güneybatısındaki kamış plantasyonları, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan kuş türlerini korumak üzere Vaya Koruma Alanı (379,4 hektar) ilan edilmiştir. 1998 yılında göl, nadir ve nesli tükenmekte olan kuşların korunması konusunda Avrupa önemine sahip olması nedeniyle KORİNE yeri olarak belirlenmiştir, kod: F00007600. 2003 yılında 2899,9 hektar yüzölçümünde alan Ramsar Sözleşmesi uyarınca uluslararası önemde Sulak Alan edilmiş olup bu alana gölü ve Karadeniz’e bağlantıyı sağlayan kanalın tamamı, Vaya Koruma Alanı, Aytoska nehrinin sol kıyısında belirli kesimler ve Vaya dalyanı güneybatısında küçük bir bölüm dahil edilmiştir. 2005 yılında BirdLife International tarafından Ornitoloji açısından önemli yer ilan edilmiştir, IBA BG035. 2007 yılında Ornitoloji açısından önemli yer olan Burgaz Gölü iki direktifle (yaban kuşlarını koruma direktifi ve habitatlar direktifi) Natura 2000 Avrupa Çevre Koruma Ağı’na dahil edilmiştir, Sicil Kodu: BG0000273. Vaya Gölü çevresi Bulgaristan’ın Ulusal Biyolojik İzleme Programına bağlı Fon ve Etki Alanları (İstasyonları) Ağına dahil edilmiştir.
Burgas Gölü (Vaya) Batı Karadeniz kıyısındaki limanların örnek bir ekosistemi niteliğindedir ve çok sayıda nadir ve nesli tükenmekte olan türlerin korunmasında ulusal, Avrupai veya dünya önemdedir. Göl, Bulgaristan Karadeniz kıyısında su kuşlarını barındıran üç önemli sulak alanlardan biri olan Burgas göller kompleksinin bir parçasıdır.
Şimdiye kadar Vaya koruma alanı ve Ramsar yerinin florasında 77 familya ve 255 cins yer almakta olup, 326 tür damarlı bitki kayıtlıdır. Özellikle gölün doğu kıyısında ve Karadeniz bağlantısını sağlayan kanal çevresinde egzotik ağaç ve çalı türlerinin sayısı yüksektir. Şimdiye kadar tespit edilenlerden 14’ü Bulgaristan’ın Kırmızı Listesi’ne alınmış olup, bunlardan 12’si “nadir” kategorisinde: yalı nakılı (Silene euxina), „hoyfelova hrupenka” (Polycnemum heuffelii), ayı pençesi (Acanthus spinosus), sahil ayrığı (Aeluropus littoralis), sarı şeytan (Bupleurum flavum), üçgen çakşır (Heptаptera triquetra), eşek iğneliği (Erodium hoefftianum), “obiknoveno halimone” (Halimone pedunculata), “troynovilujma mişorka” (Gypsophilia trichotoma), “grudesta trıstiçina” (Phalaris tuberosa), uslu şekerkamışı (Saccharum ravennae) ve yamuk sumercimeği (Lemna gibba); 2’si “nesli tükenme tehlikesi bulunanlar” kategorisinde – mavi bulut lavanta (Limonium latifolium) ve “tatarska zmiyska treva” (Goniolimon tataricum); 1’i “nesli tükenmiş” kategorisinde – koca betne (Halimone portulacoides); 3 tür Çevre ve Su Bakanlığı’nın 718/1989 sayılı genelgesiyle koruma altındadır: sahil ayrığı (Aeluropus littoralis), mavi bulut lavanta (Limonium latifolium) ve “tatarska zmiyska treva” (Goniolimon tataricum). Bir tür Avrupa Kırmızı Listesine alınmıştır: “tatarska zmiyska treva” (Goniolimon tataricum). Alanda 2 tür Balkan endemik bitkisi tespit edilmiştir: üçgen çakşır (Heptaptera triquetra) ve sarı şeytan (Bupleurum flavum). Üç tür CITES listesine alınmıştır: nazlı salep (Orchis elegans), yabani şakayık (Paeonia peregrina) и tavşanmemesi (Ruscus aculeatus). Koruma altında olmasa da, koruma alnının güneyinde belirli yerlerde rastlanan tavukçiçeği (Sternbergia colchciflora) de konservasiyon önemi taşımaktadır. Şifalı Bitkiler Kanunu’nun (Resmi Gazete, Sayı 29, 2000 yılı) 1. maddesi 2. fıkrası ekine dahil edilmiş olan toplam 57 şifalı bitki türü tespit edilmiştir.
1956 yılına kadar Burgaz Gölünde sürekli yaşayan balık sayısı 20’dir, bunlardan gölde yalnızca 11’i yaşamaktadır. Diğer türler, üç dikenli balık, küçük gümüş balığı vb. gibi, genellikle deniz türleridir ve onlara deniz ve kanal ağızında az sayıda rastlanılmaktadır. 5 tür IUCN listesine alınmıştır – küçük gümüş balığı (Atherina boyeri), deniziğnesi (Syngnathus abaster), denizatı (Hippocampus ramulosus), kum kaya balığı (Neogobius melanostomus) ve tatlı su kayası balığı (Neogobius fluviatilis). 3 tür – yılan balığı (Anguilla anguilla), küçük gümüş balığı (Atherina boyeri) ve üç dikenli balık (Gasterosteus aculeatus) Bulgaristan‘ın Kırmızı Listesinde yer almaktadır. Deniz iğnesi ve tatlı su kayası balığı Bern Konvansiyonu Listesindedir, 4 tür CORINE listesine dahil edilmiştir. Göl sularının hidrolojik rejiminde ve içeriğinde meydana gelen değişiklikler nedeniyle 1970 yılından itibaren Burgas Gölü’nün ihtiyofaunası nitelik bakımından oldukça düşüktür. Hâlihazırda tespit edilen türler elverişsiz koşullara kolay adapte olan ve büyük dayanıklılık gösteren özelliklere sahiptir. Kalıcı ihtiyofauna, като gümüşi havuz balığı (Carassius auratus gibelo), çakıl balığı (Pseudorasbora parva), sivrisinek balığı (Gambusia affinis holbrooki), Tatlısu levreği (Perca fluviatilis), güneş levreği (Lepomis gibbosus) gibi düşük değerde ve yerel olmayan türlerden ibarettir. 1967 yılı itibarıyla gölde yaşayan ve Kırmızı Listeye alınan 7 türün nesli tükenmiştir – 6’sı tuz rejimi değişikliği (kayabalığı, tirsi, dokuz ve üç iğneli balık, küçük kayabalığı, küçük gümüş balığı), 1 tür ise (tatlısu kolyozu) Mandıra Barajı ile bağlantının kesilmesi nedeniyle.
Şimdiye kadar Vaya Gölünde 8 iki yaşamlılar türü ve 12 sürüngen türü tespit edilmiştir. İki yaşamlılardan Balkan toprak kurbağası (Pelobates syriacus balcanicus) Bulgaristan’ın ve Avrupa’nın Kırmızı Listelerine alınmıştır, 2 tür – büyük pürtüklü semender (Triturus cristatus) ve bayağı ağaç kurbağası (Hyla arborea) Dünya Kırmızı Listesi’ne (IUCN) dahil edilmiştir. 5 tür Çevre Bakanlığı’nın 729/1986 sayılı genelgesiyle koruma altına alınmış, 5 tür CORINE listesinde, 5 tür Bern Konvansiyonu Ek II’ye ve 2 tür aynı konvansiyonun Ek III’üne dahil edilmiştir.
Sürüngenlerden 3 tür Dünya Kırmızı Listesine dahil edilmiştir: mahmuzlu kaplumbağa (Testudo graeca graeca), Trakya tosbağası (Testudo hermanni boettgeri) ve benekli kaplumbağa (Emys orbicularis). Mahmuzlu kaplumbağa Avrupa Kırmızı Listesine de alınmıştır. Bir yılan türü Bulgaristan için nadir türdür: sarı yılan (Elaphe quatuorlineata sauromates).
Vaya Gölü bölgesinde 245 kuş türü tespit edilmiştir. Bunlardan 9’u küresel çapta nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır: küçük karabatak (Phalacrocorax pygmeus), tepeli pelikan (Pelecanus crispus), Sibirya kazı (Branta ruficollis), pasbaş patka (Aythya nyroca), dikkuyruk (Oxyura leucocephala), bıldırcın kılavuzu (Crex crex), büyük orman kartalı (Aquila clanga), kızıl çaylak (Milvus milvus) ve küçük kerkenez (Falco naumanni). 67 tür Bulgaristan’ın Kırmızı Listesinde yer alıyor. 123 tür Avrupa doğa koruma öneminde (SPEC) olup, SPEC 1 kategorisine 9 tür, SPEC 2 kategorisine 26 tür, SPEC 3 kategorisine 69 tür ve SPEC 4 kategorisine 43 tür dahil edilmiştir. Özel koruma tedbirleri gerektiren ve Biyolojik Çeşitlilik Kanunu’nun 2. Ekine alınmış olan 89 tür için burada doğal yaşam ortamı mevcuttur. Bunlardan 80 tür AB 79/409 Direktifinin I. Ekine de kaydedilmiştir. Gölün Via Pontica göç yolu üzerinde bulunması nedeniyle Bulgaristan Karadeniz kıyısında kuşların göçleri esnasında en önemli istasyonlardan birisidir. Pelikansılar, kazsılar, yağmur kuşları ve balıkçılgillerin sayıları oldukça yüksektir.
Göç esnasında ak pelikan (Pelecanus onocrotalus) ve kışlama döneminde tepeli pelikan türlerinin Bulgaristan’da en yoğun bulundukları yer Vaya Gölüdür. Göç eden tür olarak bölgede bıldırcın kılavuzu /Crex crex/ tespit edilmiştir. Burgas Gölü, başta küçük karabatak /Ph. pygmeus/, büyük karabatak /Ph. carbo/, ötücü kuğu /Cygnus cygnus/, sakarca /Anser albifrons/, elmabaş patka /Aythya ferina/ ve tepeli patka /Aythya fuligula/ olmak üzere, kayda değer sayıda su kuşlarının kışladıkları uluslararası önemde bir yerdir. Dikkuyruk /Oxyura leucocephala/ türünün Karadeniz popülasyonunun %7’sinin yoğunlaştığı Bulgaristan’daki tek yer Burgas Gölüdür. Kış aylarında dünya çapında nesli tükenmekte olan tepeli pelikan /P. crispus/ ve Sibirya kazına /Branta ruficollis/ burada rastlanılmaktadır. Ülkemizde küçük balabanın /Ixobrychus minutus/ korunması için en önemli yer Vaya Gölüdür. Sulak alanda, 8 türün nesli tükenmiş olan 90 tür yuvalayan kuş tespit edilmiştir. Dünyada nesli tükenme tehlikesiyle karşı kaşıya olan pasbaş patka (Aythya nyroca) Vaya Gölünde doğal yaşam ortamı bulmuştur.
Sulak alanın kapsadığı araziler Kuzey Avrupa’dan (“bottleneck area”) göç eden çok sayıda kuş (gündüz yırtıcı ve su kuşları) için “dar göç cephesi” olan bir yerdir.
Geçen yüzyılın 70’li yıllarının ortalarına kadar koruma alanının batı kesimindeki kamış plantasyonlarında küçük karabatak (Phalacrocorax pygmeus), bayağı kaşıkçı (Platalea leucorodia), bayağı aynak (Plegadis falcinellus) ve muhtelif balıkçıl kuş kolonileri yuva yapmaktaymış.
Şimdiye kadar 36 tür memeli hayvan tespit edilmiştir. Bunlardan 6’sı dünya çapında nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerdir: su samuru (Lutra lutra), gelengi (Spermophphilus citellus), kör fare (Nannospalax leucodon), bayağı yediuyur (Glis glis), cüce fare (Micromys minutus) ve farekulak yarasa (Myotis myotis). 6 tür Avrupa Kırmızı Listesinde yer alıyor: gelengi, kör fare, bayağı yediuyur, altın çakal (Canus aureus), su samuru ve yaban kedisi (Felis silvestris). Gelengi, büyük farekulaklı yarasa, küçük farekulaklı yarasa (Myotis blythii) ve su samuru Avrupa Habitatlar Direktifi listesindedir. 22 tür Bern Konvansiyonu listesinde, 4 tür CORINE listesinde yer alıyor. Bölgede tespit edilen 9 yarasa türü EUROBATS listesine alınmıştır. Su samuru ve ağaç sansarı (Martes martes) Bulgaristan Kırmızı Listesine dahil olup, diğer 11 tür Çevre Bakanlığı’nın 1021/1986 Genelgesi ile korunmaktadır.
Burgas Gölü kalabalık yarası popülasyonlarının beslenmesinde olağanüstü önemli bir yerdir. Genellikle Chironomidae familyasına ait su haşerelerinden oluşan zengin fauna yarasaların temel besin kaynağıdır. Tür sayısı az olmakla birlikte, yarasaların sayısı oldukça yüksektir. Öncelikle düz burunlu yarasalar (Vespertilionidae) ailesinden iki türe rastlanmaktadır: bayağı cüce yarasa (Pipistrellus pipistrellus) ve sert derili yarasa (Pipistrellus nathusii). Bulgaristan açısından nadir tür olan sert derili yarasa burada çok yaygındır ve yüksek beslenme aktivitesi göstermektedir. Görünme sıklığı bakımından sıradaki yarasalar akşamcı yarasa (Nyctalus noctula) ve geniş kanatlı yarasadır (Eptesicus serotinus). Belirtilen türler antropofil kompleksine aittir, çünkü göl çevresindeki yerleşim yerleri onlara en iyi gündüz barınma koşulları sunmaktadır. Gündüz barınaklarının uzaklığı nedeniyle nispeten nadir de olsa, orman, kayalık ve karstik alanlarda yaşayan birkaç tür yarasa da göl bölgesine konuk olabilmektedir: fare kulaklı su yarasası (Myotis daubentonii), fare kulak yarasa veya küçük fare kulak yarasa (Myotis myotis/blythii – bu iki tür benzer ultrasonik sinyaller yaydıkları için ayırt etmek neredeyse imkânsızdır), savinin cüce yarasası (Hypsugo savii), uzun kulaklı yarasa (Plecotus sp.).
1990 yılına kadar yaklaşık 70 yıl boyunca gölde endüstriyel balıkçılık yapılıyormuş. Yalnızca 40 yıl öncesine kadar burası Avrupa’da en çok balık verimliliği olan yer olarak biliniyormuş. Sezonda 800 Tonun üzerinde balık elde ediliyormuş, bunlardan 150 Tonu deniz kefali. Son yıllarda Burgas Gölü balık kaynağı ününü yeniden yakalamaya başlamıştır. Hâlihazırda Vaya Gölünden elde edilen balık 200-250 tondur, genellikle gümüşi havuz balığı ve daha az miktarda sazan balığı. Bu gelişmelerin başlıca sebebi gölü denize bağlayan kanalın temizlenmesi olmuştur. Böylece deniz kefali ve diğer balık türleri göle geçiş yapabilmektedirler.
Vaya Gölü’nün durumu ve sunduğu ekosistem hizmetleri konusunda yapılan kamuoyu yoklaması
Yerel halk arasında Nisan-Mayıs 2018 döneminde çevrimiçi anket gerçekleştirilmiştir.
Ankete aşağıdaki linkten ulaşılmaktadır:
https://docs.google.com/forms/d/1NLlquN0D9d4cpaEd9ybPZeY6qqEGH2mo5w1Xl5yMSBc
Anketi 35 kişi doldurmuştur.
İlk soruya: „Burgas Gölü (Vaya) Bulgaristan’ın en büyük doğal gölüdür, Burgas göller kompleksinin bir parçasıdır, koruma alanıdır, 245 tür kuş barındırıyor. Burgas şehir sınırları içerisinde yer almakta olup, insan faaliyetlerinden çok etkilenmiştir. İnsanların hayatı için gölün önemli olduğunu düşünüyor musunuz?“ ankete katılanlardan % 97’si olumlu cevap vermiş, 1 kişi kararsız kaldığını belirtmiştir.
İkinci soruya: „Gölün sunduğu en önemli ekosistem hizmetleri (faydalar) hangileridir?“ ankete katılanları çoğu – % 86’sı düzenleyici ve destek hizmetlerini işaret etmiştir. Bu sonuç Vaya ve Gala gölleri için hazırlanan ortak model ile gerçekleştirilen ekosistem hizmetleri değerlendirmesiyle de örtüşmektedir. Burada da düzenleyici ve destek hizmetlerine en yüksek not verildiği görülmektedir.
Üçüncü soruya: „Siz doğrudan somut bir hizmetten yararlandınız mı? Yararlandıysanız – hangi hizmetten?“ Ankete katılanlardan 16’sı, ya da % 46’sı, olumsuz cevap vermiş veya yanıt vermemiştir. Olumlu cevaplayanlar ağırlıklın olarak kuş gözlemleme, balık avlanmak, bisiklet sürmek, doğada dinlenme şeklinde yanıt vermiştir. Bunların hepsi kültür ekosistem hizmetlerine giriyor. Bunun nedeni, insanların daha ziyade kendi arzularıyla yararlanabildikleri hizmetlere değer vermeleridir, tedarik ve düzenleyici hizmetleri ise hazır kaynak olarak algılanmaktadırlar. Bu soruya verilen çok sayıda olumsuz cevap Vaya Gölünün sunduğu kültür ekosistem hizmetleri potansiyelinin yeterince kullanılmadığının delilidir.
Dördüncü soruya: „Vaya Gölü bölgesinde daha fazla kültür ekosistem hizmetlerinin geliştirilmesine ilgi duyuyor musunuz? Kısaca izah eder misiniz?“ %80’i olumlu yanıt vermiştir. Bisiklet yollarının, yaya turizminin, kayak sporunun, ornitolojinin, balıkçılığın, aile tatil olanaklarının, fotoğrafçılığın, çevre eğitiminin geliştirilmesi yönünde önerilerde bulunulmuştur. Cevapların % 34’ünde gölün temizliği konusunda çekinceler dile getirildiği, insanların ve kurumların çevreye daha sorumlu yaklaşmaları yönünde teklif ve çağrıda bulunulduğu dikkat çekmektedir.
Son soruya: „Vaya Gölü bölgesinde siz ekosistem hizmetleri geliştirmeye ilgi duyuyor musunuz? Ne türden?“ verilen olumlu cevapların oranı sadece %20 ve bunlardan çoğu doğrudan organizasyon üstlenmeye veya herhangi bir hizmet sunmaya olmaktan ziyade gölün temizlenmesi faaliyetlerine katılmak veya kültür ekosistem hizmetlerine iştirak etmekle ilgilidir.
EKOSİSTEM KAYNAKLARI VAYA GÖLÜ
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
SÖZLEŞMENİN ADI: Vaya Gölü sularının ekolojik durumu ve çevre koruması hakkında eğitimci sağlanmasına ilişkin çalışma
REF: RD-02-29-71/ 20.03.2017-S-1
Final Raporu
Burgaz “Prof. Dr. Asen Zlatarov” Üniversitesi
“Prof.YakimYakimov” Stр.1,., 8010 Burgaz, Bulgaristan
…………………………………………
Prof. M. Mitkova, Rektör (yüklenici)
__________________________________________________________________________
14 Aralık 2018
Bu Rapor, Bölüm A Madde 2’de belirtilen ihale makamı esaslarına uygun olarak ihale katılımcısı tarafından sunulan hizmetlere ilişkin Teknik telife göre aşağıdaki bileşenleri kapsar.
A. Vaya Gölü’ndeki suyun kalitesine ilişkin çalışma
- Faaliyetler arasında, Vaya ve Gala göllerindeki bölgesel farklılıkların karşılaştırılması için veri toplanması amacıyla Vaya Gölü’ndeki üç numune alma noktasında aylık su kalitesi analizi gerçekleştirilmesi yer alır.
- Çalışmanın amacı, kimyasal ve biyolojik nitelikteki kirletici maddelerin tespit edilmesi, su kalitesi trendlerinin belirlenmesi ve kirletici madde türlerinin biyolojik çeşitlilik ve suların rekreasyon amaçlı olası kullanımı üzerindeki etki derecesinin belirlenmesidir. Deniz Göl Kanalı sularının suyun ekolojik özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmalıdır.
- Çalışma, Yüklenici tarafından ayarlanan onaylı laboratuardan alınan güvenilir verilere dayanılarak gerçekleştirilmelidir.
- En az 6 ay boyunca Vaya Gölü’ndeki üç numune alma noktasından aylık olarak su kalitesi numuneleri alınmalıdır. Su kalitesi üzerinde, ilgili bölümde belirtilen çeşitli fiziksel, kimyasal ve biyolojik parametrelere göre test gerçekleştirilir.B. 2 eğitim görevlisinin biri Enez ve diğeri Burgaz’da olmak üzere 3 günlük eğitime katılması
- Çevrenin korunması, habitat ve biyolojik çeşitlilik hakkındaki 3 günlük iki eğitimden birisi Burgaz’da diğeri de Enez’de gerçekleştirilecek olup Burgaz’da gerçekleştirilecek olan eğitimde ilk sonuçlar, her bir göle yönelik çalışmada kullanılan metodolojiler, uzmanların / altyüklenicilerin karşılaştıkları potansiyel zorluklar ile nihai çıktılara ilişkin beklentiler hakkında bilgi paylaşımı yapılacak, Enez’de gerçekleştirilecek olan eğitimde ise nihai sonuçlar takdim edilecektir.
- Bu bağlamda Yüklenici, birisi ara ve nihai çalışma sonuçlarını takdim etmek diğeri de iştirak edilen faaliyetler ve işbirliğine ilişkin fırsatları sunmak üzere iki eğitim görevlisinin her bir eğitime katılmasını sağlamalıdır.
- En az 12 ayrıntılı sunum hazırlanacaktır.C. Raporlama
Kabul protokollerine göre ayrıntılı araştırma, gerçekleştirilen eğitimler, yorumlara ilişkin ara/son raporların hazırlanması. Son rapora ilişkin başvuruların-sunumların, gündemin, katılımcı listelerinin, fotoğrafların ve diğer destekleyici belgelerin hazırlanması.
Giriş
Burgaz Göl Kompleksi, 4 gölden ve 3 sit alanından oluşur. Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki en önemli sulak alanlardan birisi olup su kuşları için önemli bir sulak alandır. Bu 4 gölden birisi, Burgaz ya da Vaya Gölü’dür. Ülkedeki en büyük doğal göl olup bu çalışmanın da konusudur.
Vaya gölü, sığ bir kıyı set gölü olup denizle arasında bir ince bir kanal bağlantısı vardır. Derinliği yaklaşık 1.3 m’ye ulaşabilmektedir. Gölün suyu tuzlu olup mevsimsel olarak büyük dalgalanmalar göstermektedir. Gölün kıyıları, başta sazlıklar olmak üzere su kuşlarına yönelik bitkilerle kaplıdır. Kuzeybatı kısmında balık havuzları (halihazırda atıl vaziyettedir) bulunulur. Gölün etrafında sulak çayırlar, tarım arazileri ve otlaklar bulunur.
Burgaz Gölü (Vaya), Ramsar Sözleşmesi kapsamında bir Ramsar bölgesi (2003) olarak tanımlanmış olup özellikle su kuşlarının yaşam alanı olarak uluslararası öneme sahiptir. Vaya Gölü, eşsiz ornitolojik çeşitliliğinden dolayı BirdLife International tarafından Ornitolojik olan önemli alan olarak ilan edilmiş (1989) olup Biyolojik Çeşitlilik Yasası kapsamında Corine alanı, Sit alanı (NATURA 2000 alanı) ve Sit Alanları Yasası kapsamında Sit alanı “Vaya” Sit Alanı (1997)) niteliğine sahiptir.
Sit alanı kısmı, Bulgaristan’ın en büyük doğal rezervidir. Burgaz Gölü ya da Vaya Gölü ve Gölün suları, Bulgaristan’ın iki yerleşim alanının (Üst ve Alt Ezerovo) sınırları içerisinde kalmaktadır. Göl, 2,899.9 hektarlık bir alanı kaplamakta olup Karadeniz ile olan bağlantısından dolayı (bir kanalla Karadeniz’e bağlıdır) suları tuzludur ve 1.5m’lik derinliğe sahiptir. Göle sürekli tuzlu su akışı olmasının yanı sıra gölde tuzlu su balıkları da bulunur. Göle, batı kısmından göle akan Aytoska, Sandardere ve Chukarska nehirleriyle tatlı su taşınır. Göl, günümüzde Burgaz sanayi bölgesinin bulunduğu bir kıyı kordonu ile denizden ayrılır. Gölün kuzeydoğu kısmında gölü çevreleyen küçük göletler bulunur (terk edilmiş balık havuzları ve yoğun bataklık bitkileriyle kaplı bataklıklar).
Burgaz Gölü, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki Burgaz Körfezinin batı kıyısında yer alır. Göl, geniş kumsal şeritleriyle kıyıdan ayrılır. Aitoska nehri ve Synyrdere ile Chukarska gibi küçük nehirlerin aktığı geniş ve çok sığ bir lagündür. 9.6 km’lik uzunluğu, 2.5 – 5 km’lik genişliği ve 27 km’lik alanı ile ülkenin en büyük deniz gölüdür. Gölü denize bağlayan kanalın inşasından önce tuz oranı, yaz aylarında denizle hemen hemen aynıydı, hatta denizden daha fazlaydı. Kontrol birimleri inşa edildikten ve Mandra Gölü Depolama Rezervinden tatlı su sağlandıktan sonra Burgaz Gölü’nün yaz aylarındaki su ve kimyasal rejiminde gelişmeler kaydedilmiştir. Gölde yaygın olarak sazan balığı bulunur. En verimli göllerden birisidir.
Son 50-60 yıl içerisinde gölün durumunda önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Göl, Burgaz rafinerisine yakın olup bu rafineri, faaliyete geçtiği ilk yıllarda göl sularında ciddi kirlenmeye yol açmıştır. Gölün dibinde, bir takım tehlikeli maddeleri (örneğim petrol ürünleri) tutulmasını zorunlu kılan çok kalın bir çamur tabakası bulunur. Dipte sığlaşma görüldüğü rapor edilmiş olup bu durum, çamurda biriken maddelerin açığa çıkmasına yol açabilir. Diğer bir önemli husus da denizle olan doğal bağlantıda kesintiler olup bu durum, toplam ve açık su miktarında azalmaya ve tuzluluk seviyesinde çarpıcı bir düşüşe yol açmaktadır (1958’de ‰ 18 iken 1968’de ‰3). Su kalitesindeki bu değişiklikler, balık stoklarının tür ve miktarında ve dolayısıyla genel olarak pek çok su kuşunun yiyecek imkanlarında ve gölün ekosisteminde değişikliğe yol açmaktadır.
Diğer bir önemli konu da gölün şehre, büyük konut komplekslerine ve sanayi bölgelerine yakın olmasından kaynaklı güçlü insan kaynaklı (antropojenik) baskıdır. Sonuç olarak göle hem arıtılmış hem de arıtılmamış su akışı gerçekleşmektedir. Doğu kıyısında atık bertaraf işlemini zorunlu kılan bir anayol bulunmaktadır. Etrafındaki tarım arazilerinde yıllar içerisinde gerçekleşen yoğun mineral gübre ve böcek ilacı kullanımı, su kirliliğine ve hızlı ötrofikasyona yol açmaktadır.
Vaya Gölü’nün uluslararası öneminden dolayı yüksek su kalitesinin korunması önem arz etmektedir. Gölün genel durumu, doğal mirasın korunması ve eski haline döndürülmesi bakımından büyük öneme sahiptir. Bu hedefin gerçekleştirilmesi amacıyla projede, kimyasal ve biyolojik nitelikli kirletici maddelerin tespit edilmesine, su kalitesi trendlerinin tanımlanmasına ve kirletici madde türlerinin biyolojik çeşitlilik üzerindeki etki derecesinin belirlenmesine ilişkin faaliyetler ortaya konmuştur.
Raporlama
I.Vaya Gölü’ndeki su kalitesine ilişkin çalışma
Faaliyetler arasında, Vaya ve Gala göllerindeki bölgesel farklılıkların karşılaştırılması için veri toplanması amacıyla Vaya Gölü’ndeki üç numune alma noktasında aylık su kalitesi analizi gerçekleştirilmesi yer alır. Çalışmanın amacı, kimyasal ve biyolojik nitelikteki kirletici maddelerin tespit edilmesi, su kalitesi trendlerinin belirlenmesi ve kirletici madde türlerinin biyolojik çeşitlilik ve suların rekreasyon amaçlı olası kullanımı üzerindeki etki derecesinin belirlenmesidir.
Deniz Göl Kanalı sularının suyun ekolojik özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Çalışma, Yüklenici tarafından ayarlanan onaylı laboratuardan alınan güvenilir verilere dayanılarak gerçekleştirilir. 9 aylık süre zarfında Vaya Gölü’ndeki üç numune alma noktasından aylık olarak su kalitesi numuneleri alınmakta olup, su kalitesi üzerinde, aşağıda belirtilen çeşitli fiziksel, kimyasal ve biyolojik parametrelere göre test gerçekleştirilmektedir.
- Toplam Asılı Katı Madde (TAKM)
- Bulanıklık
- pH
- Çözünmüş Oksijen
- Elektriksel iletkenlik
- Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı5 (BOD5)
- Kimyasal Oksijen İhtiyacı (COD)
- P-PO4
- Toplam N
- NO3 – N
- NH3 – N
- NO2 – N
- Fosfor
- Petrol ürünleri
- Ağır metal içeriğini tespit etmek için ICP (tortu ve su sütununda)
- Spesifik organik kirletici madde içeriğinin tespit edilmesi için GC (tortu ve su sütununda)
- Fitoplankton tespiti için Klorofil A
- Mikrobik sayı (sayım)
Numune alma noktaları, her türlü olası kirlilik kaynağını temsil edecek şekilde özel olarak seçilmektedir. 1 no.lu numune alma noktası (Kuzey), Burgaz Atık Su Arıtma Tesisi atık sularının boşaltma noktasında yer almaktadır. 2 no.lu numune alma noktası (Merkez), deniz-göl kanalının yakında bulunmakta olup 3 no.lu numune alma noktası (Güney), en düşük insan kaynaklı (antropojenik) baskının olduğu alanda seçilmiştir. Vaya Gölü’ndeki su kalitesinin tespiti için üç numune alma noktasında 9 aylık süreyle aylık olarak numune alınmaktadır. Ana sonuçlar, 1-4 no.lu Tablolarda verilmiştir.
Genel olarak üç test noktasında ölçülen parametreler arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Beklendiği gibi (iletkenlik sonuçlarından görüldüğü üzere) yaz ve sonbahar aylarında sudaki tuz miktarı yüksek olup bu miktar, kış ve ilkbahar aylarında azalma göstermektedir. Bu süreç, sudaki asılı katı maddelerin konsantrasyonu ile açıklanabilir (aynı profille).
Soğuk aylarda gözlemlenen azalmanın nedeni, yağmurlardaki artış, sudaki besin maddeleri, iyon içeriği ve günışığındaki azalma olup bu durum, biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOD) ve kimyasal oksijen ihtiyacı değerleriyle teyit edilmiştir (yine yaz ve sonbahar aylarında yüksek ve kış ve ilkbahar aylarında düşüktür). Bu veriler, gölün kendi kendini temizleme becerisinin açık bir göstergesidir.
Aynı profil, düşen sıcaklıklarla birlikte azalan çözünmüş oksijen için de gözlemlenmiştir. Ölçülen pH değeri, su kütleleri için optimum limit dahilindedir. Sonbahar sonunda yerel mikrobik konsantrasyonda artış kaydedilmiştir. Bunun devam eden süreçten kaynaklı bir sonuç olmadığı ve aynı numune alma noktasındaki bir analiz hatasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Ölçülen nitrojen türlerinin (nitrit, nitrat ve amonyak) oranı, su havzasında çürüme ve doğal süreç ile tam nitratlaşmaya işaret etmektedir. Düşük nitrat değerleri, bu gösterge bakımından sınırlı insan kaynaklı (antropojenik) baskıya işaret etmektedir. Bu, tarım arazilerinin gübrelenmesinin o kadar da yoğun olmadığı ve çevre kirliliğine yol açmadığı anlamına gelmektedir.
Toplam nitrojen içeriği, mevsime bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Aynı husus, kaydedilen fosfor miktarına da uygulanmakta olup bu profil, insan faaliyetine işaret etmektedir. Göçmen kuşlar da bıraktıkları fosfor bakımından zengin gübreden dolayı yüksek fosfor değerlerinde pay sahibidir (ölçülen fosfor içeriğindeki artış göç dönemine rastlamaktadır).
Ölçülen klorofil değerleri, üst limitler dahilinde olup ötrofikasyon riskine işaret etmektedir. Harici bir akredite laboratuar tarafından düşük petrol ürünleri konsantrasyonları tespit ve teyit edilmiştir.
Gölün Burgaz’da bulunan Petrokimya sanayine yakınlığından dolayı, petrol ürünleri konsantrasyonları, sürpriz şekilde, tüm mevsimlerde çok düşük tespit edilmiştir. 0.07 – 0.014 mg/l.
Ağır metal içeriği, hem sıvı hem de tortu numunelerinde tespit edilmiştir. Ağır metaller toksik olduğu ve yüksek seviyelerde sağlık riski teşkil ettiği için Burgaz Gölü suyundaki ve tortularındaki miktarsal değişiklikleri konusunda bir çalışma yapılması gerekmektedir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı, ağır metal içeriğinde çalışma dönemi içerisinde meydana gelen değişikliklerin gözlemlenmesidir. Elde edilen veriler, çalışma konusu tüm ağır metallerin konsantrasyon geçmişinin 5-40 ppb arasında olduğunu göstermektedir. Bunun tek istisnası, 100 ppb seviyesinin üstüne çıkan Kromdur. Tüm numunelerde temel konsantrasyonlar, izin verilen seviyenin altındadır.
Elde edilen sonuçlarla ilgili değerlendirme
Yukarıdaki bölümde belirtildiği gibi, numune alma noktaları, ana kirlilik kaynakları ve gölün tüm alanındaki potansiyel kirlilik değişikliklerini kapsayacak şekilde belirlenmiş olup bu numune alma noktaları, Burgaz Atık Su Arıtma Tesisi (1 No.lu Numune Alma Noktası Kuzey), deniz kanalı (2 No.lu Numune Alma Noktası Merkez) ve en düşük insan kaynaklı (antropojenik) baskının olduğu alanda (3 No.lu Nokta Güney) bulunmaktadır. Vaya Gölü’ndeki su kalitesinin belirlenmesi için 9 aylık süre zarfında aylık olarak alınan numunelere dayanılarak, üç numune alma noktasında ölçülen parametrelerin, anlamlı farklılıklar göstermediği bu nedenle su bileşenlerinin, gölün tüm bölgelerinde az ya da çok eşit olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, tek bir kirlilik kaynağından gelen yüksek ekolojik baskı ivmesi olmadığına dair bir kanıt olarak kabul edilebilir.
Tek su kalitesi parametreleri bakımından aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir.
Su tuzluluğu
Sıcak aylarda daha yüksek buharlaşma görüldüğü için yaz ve sonbahar mevsimlerinde (iletkenlik ölçümlerinin gösterdiği gibi) tuzluluk oranının daha yüksek olması ve kış ve ilkbahar mevsimlerinde bir azalma gerçekleşmesi beklenen bir durumdur. Soğuk aylarda gözlemlenen azalmanın nedeni, yağmurlardaki artış, sudaki besin maddeleri, iyon içeriği ve günışığındaki azalma olup bu durum, biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOD) ve kimyasal oksijen ihtiyacı değerleriyle teyit edilmiştir (yine yaz ve sonbahar aylarında yüksek ve kış ve ilkbahar aylarında düşüktür).
Toplam asılı katı madde
Toplam asılı katı maddede (TAKM) dalgalanma olduğunu gösteren veriler, organik ve inorganik türdeki asılı katı maddelerin dipten üst katmana çıktığı yaz/sonbahar mevsimlerindeki yüksek difüzyon oranıyla açıklanabilir.
Çözünmüş oksijen (ÇO)
Tipik olarak ÇO’nun sıcaklıklardaki azalmaya bağlı olarak arttığı değerlendirilmektedir. Yaz döneminin yanı sıra, ÇO seviyesinin 9 mg/l’yi aşan değerlerle oldukça yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, aerobik asimilasyon ve nitratlaşma (O2 tüketim süreçleri) gibi süreçlerin, Burgaz Gölü’nün tüm kendi kendini temizleme süreci üzerinde hakim unsur olmadığını göstermektedir. İstikrarlı pH değerleri de biyolojik nitratlaşmanın yavaş gerçekleştiğine yönelik bir kanıttır.
Organik madde içeriği
Ölçülen BOD ve COD değerleri, soğuk ve sıcak dönemler arasında çok yüksek bir fark olduğunu göstermektedir. Yaz aylarında BOD ve COD değerleri yüksek olup bu durum, bu dönemde gerçekleşen dip çamuru türbülansı ve yüksek difüzyon etkilerine yorulabilir. Açıkça yüksek TAKM, yüksek çözünmüş organik madde değerlerine yol açmaktadır.
Besin maddesi içeriği
P içeriği, 0.1-0.2 mg/l aralığında olup çalışma dönemi boyunca büyük bir sapma göstermemiştir. Ölçülen nitrojen türleri (nitrit, nitrat ve amonyak) seviyeleri, çok düşük canlı türü içeriği ve neredeyse tamamen amonyak nitratlaşması söz konusu olduğunu göstermektedir. Yukarıda açıklandığı gibi düşük nitrat seviyesi, Burgaz Gölü etrafındaki hem tarım alanı gübrelemesi hem de insan faaliyetlerinden kaynaklı insan kaynaklı (antropojenik) baskının sınırlı olduğunun göstergesidir.
Ağır metaller
Su ve tortullardaki her iki numune türünde tespit edilen metal içeriği, su kütlelerine boşaltılan atık sularda izin verilen zararlı ve tehlikeli madde içeriğine yönelik izin verilebilir standartlara ilişkin 6/9.11.2000 sayılı Tüzüğe göre emisyon sınırlarını karşılamaktadır. Ancak değerler, yüzey suyunun özelliklerine ilişkin 4/14.09.2012 sayılı Tüzükte belirtilen şartlara yakındır. Bu durumun, 60’lı yılların sonundan 80’li yılların başına kadar gönde gerçekleşen büyük kirlilikten kaynaklandığı söylenebilir. Göl, bu hasarı henüz tam olarak atlatamamış olmasına karşın yukarıda belirtildiği gibi, ölçülen metal ve petrol ürünleri değerleri, 6 sayılı Tüzüğe göre emisyonlar sınırları dahilinde olup, gölün su florası ve faunasına yönelik acil eylem gerektiren bir zarar söz konusu değildir.
Vaya’nın bir göl olarak su kalitesi, Bulgaristan Çevre ve Su Bakanlığının 4 sayılı Tüzüğüyle belirlenmiştir. Ölçülen tüm değerler, ilgili düzenlemeye göre yorumlanmış olup gözlemlenen verilere göre, gölün iyi durumda olduğu rapor edilmiştir. Devam eden süreç, doğal döngüyü takip etmekte olup, kendiliğinden arınma süreçleri, ekolojik durumun sürdürülmesi için yeterlidir. (Veriler, renkli kodlarla sunulmuş olup sarı, yaz mevsimini; turuncu, sonbahar mevsimini; mavi, kış mevsimini ve yeşil de ilkbahar mevsimini gösterir.)
Sonuçlar
Hafif tuzlu bir kıyı set gölü olan Vaya Gölü, denizle olan küçük bir bağlantıyla denize karışmakta olup kıyıları boyunca bitki örtüsü bulunur. Bir savak kapağı bulunan bir kanalla denize bağlanmakta olup bu kanalın temizliği, son yıllarda gölün normal işlevini gerçekleştirmesinin önünde duran en önemli zorluklardan birisidir. Kanalla denizden taze su taşınmakta olup bu su hayati önemdedir ve bu su haricinde büyük oranda tatlı suya sahip göle pek çok besin maddesi ve deniz canlısı taşır.
Gölün büyük kısmı açık su olup bazı yerlerde 1.3m derinliğe ulaşmaktadır. Kıyılarda esasen saz ve hasır otundan oluşan bir bitki örtüsü bulunmakta olup bu bitki örtüsü, batı ve kuzeybatı bölümlerinde büyük kitleler halinde bulunur.
Burgaz Gölü, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında su kuşlarının toplandığı en önemli üç sulak kompleksten birisi olan Burgaz gölleri kompleksinin bir parçasıdır. Göl alanında 245 kuş türü bulunur. Bu türlerin 71’i Bulgaristan Kırmızı Kitabında yer alır. Burada görülen tüm türlerin 105 tanesi, Avrupa’da koruma altındadır. 9 tanesi, dünyada nesli tükenme tehlikesi altında olan türlerdir. Bölge, özel koruma önlemleri alınmasının öngörüldüğü Biyolojik Çeşitlilik Yasasının 2 No.lu Eki kapsamında bulunan 89 türe uygun bir yaşam ortamı sunar. Göl, Via Pontica göç yolu üzerinde olduğu için Bulgaristan’ın Karadeniz kıyı şeridi boyunca göçmen kuşlar için çok önemli olan durak noktalarından birisidir. Bu kuşlar arasında özellikle pelikan, kaz, sahil kuşu ve balıkçıllar yer alır. Göl, Dalmaçya pelikanı ve pembe pelikan ile cüce karabatak için dinlenme yeri olarak özel bir öneme sahiptir. Vaya Gölü bazı yıllarda 20.000’den fazla pelikanı göç rotası üzerinde dinlenme noktası olarak ağırlamaktadır. Dünya çapında türü tükenme tehlikesi altında olan bıldırcın kılavuzu da bu bölgede görülen bir göçmen kuş türüdür.
Burgaz Gölü, küçük karabatak, büyük karabatak, ötücü kuğu, beyaz alınlı kaz, elmabaş patka ve tepeli patka başta olmak üzere çok sayıda su kuşunun kışı geçirdiği uluslararası öneme sahip bir yerdir. Burgaz Gölü, Karadeniz’deki beyaz başlı ördek popülasyonunun %7’sinin toplandığı Bulgaristan’daki tek yerdir. Kış mevsiminde burada dünya çapında türü yok olma tehlikesi altında bulunan Dalmaçya pelikanlarını ve kırmızı göğüslü kazları görebilirsiniz. Göl, burada yuva yapan küçük balaban kuşlarının koruma altına alındığı Avrupa Birliği’ndeki en önemli yerlerden birisidir.
Göl, yoğun nüfusun olduğu Burgaz şehrine, büyük sanayi tesislerine ve komplekslerine yakınlığından ve insanların sit alanları dışındaki yerlere sınırsız ve denetimsiz erişiminden dolayı yüksek insan kaynaklı (antropojenik) baskı altındadır. Burgaz Gölü, her türlü insan faaliyetinden etkilenmekte olup bu durum, sulak alanların su kalitesinde veya su rejiminde değişikliklere yol açabilir. Göl, hızla gelişen şehirden de etkilenmektedir. Göl, geçmişte yakındaki petrol rafinerisinden gelen petrol ürünleri, fenoller ve diğer kimyasal nedeniyle kirlenmeye uğramıştır. Etrafındaki tarım alanlarında yoğun böcek ilacı ve gübre kullanımı, kirlenmeye yol açmış ve su havzasının ötrofikasyonunu hızlandırmıştır. Son yıllarda şehirdeki temizlik faaliyetleri ve atık bertaraf miktarında artış olmuştur. İnşaat atıkları ve evsel atıklar, kuzey kıyıları başta olmak üzere gölün etrafındaki pek çok yere yasadışı olarak boşaltılmaktadır. Gölün kuzeydoğu bölümündeki su havzaları çöp dolu olup bu aşamada bunların %80’i neredeyse tamamen yol olmuş durumdadır.
Şehrin kuzey ve güney sanayi bölgelerinden gelen atık su, bir atık arıtma tesisinden geçtikten sonra göle akmaktadır. Gorno ve Dolno Ezerovo köyleri ile Burgaz’daki bazı kuruluşlardan göle büyük miktarlarda atık su akışı gerçekleşmektedir. Su kalitesindeki değişiklikler, mevcut balıkların tür ve miktarında değişikliklere yol açmakta olduğundan çok sayıda su kuşunun besin imkanlarını da etkilemektedir. Gölün etrafındaki bölgeler kirletilmekte ve sürekli olarak imara açılmaktadır. Gölle deniz arasındaki bağlantıyı sağlayan kanal neredeyse tamamen kum ve çamurla dolmuş olup kanaldan balık geçişi sınırlıdır. Doğu kıyısı boyunca uzanarak güneydeki devlet sınırına giden uluslararası karayolu, atık kirliliğine katkıda bulunmakta ve gürültü kirliliğine yol açmaktadır.
Diğer yandan Vaya, Burgaz sakinlerine güzel fırsatlar sunmaktadır. Şehir sakinleri, evlerinden belirli bir mesafede vahşi doğaya ulaşma, vahşi doğayı keşfetme, kaynaklarını kullanma ve vahşi doğanın keyfini çıkarma imkanına sahiptir. Gölün kıyısı boyunca balıkçıkların ilgisini çeken popüler ve güzel balık tutma yerleri mevcuttur. Burgaz Gölü, ender ve ilgi çekici kuş türleriyle fotoğraf meraklılarının da dikkatini çeken bir yerdir. Yakın gelecekte Bulgaristan Kuşları Koruma Derneğinin “Burgaz Gölleri için Hayat” projesi kapsamında Dolno Ezerovo’nun eski çiftlik bölgesi yakınındaki bir iskele tekrar inşa edilecektir. Bu sayede doğrudan gölden kuş izleme ve tekne seyahati faaliyetlerine imkan sağlanacaktır. Vaya Gölü bir haliç olup Karadeniz ile olan siltlenmiş kanal bağlantısı nedeniyle değişen miktarda az tuzluluğa sahiptir. Göl, “Via Pontica” ornitolojik göç yolu üzerinde bulunmakta olup ulusal çapta, Avrupa çapında ve dünya çapında öneme sahip ender görülen ve tükenme tehlikesi altında bulunan türlerin korunması için önemlidir. Göl bir Ramsar alanı, sit alanı ve Natura 2000 alanı olup kritik tehlike altında bulunan yer olarak Bulgaristan Sulak Alanlar Kırmızı Listesine eklenmiştir. Vaya, son bir kaç on yıllık süre zarfında, suyun kimyasal bileşimi üzerinde olumsuz etkiye sahip biyojenik unsurların sulak alanlara girmesine yol açarak su ekosisteminin florası ve faunasına etki eden ve gölün su dengesini bozan farklı antropojenik faktörlerden dolayı önemli değişiklikler geçirmiştir.
Göl üzerindeki yüksek antropojenik baskıya rağmen elde edilen sonuçlar; besin maddeleri, organik madde içeriği (BOD ve COD) ve petrol ürünleri bakımından incelenen göl suyunun özelliklerinde ilerleme olduğunu göstermektedir. Burgaz Gölünün normal şekilde işlev göstermesi engelleyen en önemli sorunlardan birisi olan deniz-göl kanalının geçen yıl temizlenerek deniz-göl kanalının açılması, su kalitesinde daha fazla iyileşme kaydedilmesini sağlayacaktır.
Yine de gelecekteki antropojenik baskının asgariye çekilmesi ve hatta tamamen ortadan kaldırılması için gerçekleştirilmesi gereken çalışmalar ve alınması gereken önlemler bulunmaktadır. Göl-deniz kanalının temizlenmesi sonrasında elde edilen sonuçlar, bu yolda ilerleme kaydedildiğine dair olumlu bir göstergedir. Bu işlemin tam etkisini gözlemleyebilmek için bir yıldan daha uzun bir süreye ihtiyaç vardır. Yine de kanal temizleme işlemiyle eşzamanlı olarak analiz için numuneler alınmış olup bazı su parametrelerinde kayda değer değişiklik ve ilerleme tespit edilmiştir. Sonuçlar (aşağıdaki tabloya bakınız), 2018 yaz mevsimi sonunda çözünmüş konsantrasyonunun 1.9 kat arttığını yani O2 tüketiminin kayda değer şekilde azaldığını göstermektedir. Açıkça, dolaylı olarak göldeki organik yükün az olduğunu göstermektedir. Organik yükün az olması, kanaldan gelen taze deniz suyuna yorulabilir. Bunun yanı sıra, ölçülen nitrit-nitrojen değerlerinde 3.2 katlık, nitrat-nitrojen değerlerinde 31.4 katlık ve toplam nitrojen değerlerinde 2.21 katlık bir azalma gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, Burgaz Gölü ile Karadeniz arasındaki kanalın temizlenmesinin/açılmasının olumlu etkisiyle açıklanabilir.
Diğer Çevresel Etkiler
Deniz-göl kanalının temizlenmesinin ve deniz-göl bağlantısının tekrar sağlanmasının, Vaya Gölü’nün çevre koşulları üzerinde yararlı etkileri olması beklenmektedir. Burgaz resmi makamlarının aldığı yukarıda belirtilen önlemlerin aşağıda belirtilen olumlu etkileri beraberinde getirmesi beklenmektedir.
- Gölün hidrolojik rejiminin normalleşmesi ve su tuzluluğunun, gölün 1960’lı yıllardaki normal durumuna geri dönmesi;
- Gölde yaşayan canlıların yaşam alanının eski durumuna kavuşması / iyileşmesi;
- Türlerde ve balık mevcudu miktarındaki olumlu değişim, pek çok su kuşunun besin olanaklarını zenginleştirecektir;
- Normal faunanın geri kazanılması ve gölün biyolojik çeşitliliğinin artması ve iyileşmesi;
- Gölün doğal durumunun geri kazanılması.II.Çevrenin korunması konulu iki eğitime katılım
Çevrenin korunması, yaşam alanları ve biyolojik çeşitliliğinin muhafazası konulu 3’er günlük iki eğitim düzenlenmiştir. Burgaz’da gerçekleştirilen eğitimlerde (9-11 Ekim 2017) ilk sonuçlar, her bir göle yönelik çalışmada kullanılan metodolojiler, uzmanların/altyüklenicilerin ve paydaşların karşılaştıkları potansiyel zorluklar hakkında bilgi paylaşımı yapılmıştır. Etkinlik Gündemi Ekte sunulmuştur. Bunun yanı sıra 7-8 Ekim 2017 tarihleri arasında, “Burgaz ve Enez’deki doğal mirasın korunması ve restorasyonuna yönelik önlemler” (MoreCare) (CB005.12.1.115) başlıklı proje kapsamında Bulgaristan’ın Burgaz ilçesinde bulunan Vaya Gölü’nde ve Türkiye’nin Enez İlçesinde bulunan Gala Gölü’nde çevrenin korunması, yaşam alanları (habitat) ve biyolojik çeşitliğinin muhafazasına yönelik faaliyetler konulu bir ÇALIŞTAY gerçekleştirilmiştir. İlgili gündem, Ekte sunulmuştur.
Burgaz’da gerçekleştirilen eğitimde (9-11 Ekim 2017) aşağıdaki raporlar (12) sunulmuştur.
Raporlar (R)
R1.Eğitim amacı, kapsamı ve konuları – prof. dr. Valentin Nenov
R2.VAYA gölü ve Burgas ilinde ıslak bölgeler – genel enformasyon ve özellikleri – doç. dr. Hüseyin Yemenciev
R3.Suların kalitesini izleme ve değerlendirme stratejileri – prof. dr. Valentin Nenov
Tüm katılanların iştiraki ile açık tartışma ve spesifik örnekler sunma – Open discussion and specific case studies
R4.VAYA gölünün doğal statüsü. Sorumlu kurumlar ve gölün ekolojik durumu – mühendis T. Manolova, RİOSV (Burgas Bölgesel Turizm Derneği)
R5. VAYA gölü “Natura 2000” ekoloji ağının bir bölümü olarak – mühendis T. Manolova, RİOSV (Burgas Bölgesel Turizm Derneği)
R6.Çevre ortamı ve suların ekoloji sistemi üzerinde turizmin etkileri – Master S. Enilova, BRTA
R7.Göllere kütlelerin taşınma süreçleri – baş asistan dr İ. Çobanov
R8.Ekolojik sistemlerin özelliklerini ve biyolojik çeşitliliği değerlendirme – doç. dr. Hüseyin Yemenciev
R9.Burgas şehri RİOSV tarafından çevre ortamını izleme faaliyetleri, pratik uygulamaları ve neticeleri – dr T. Mihalev, İcra Ajansı, MOSV
R10. 2017 yılının yaz döneminde “Vaya” gölünü izleme sonuçları hakkında Rapor – prof. dr. Valentin Nenov
Tüm katılanların iştiraki ile açık tartışma ve spesifik örnekler sunma.
R11.Akua (su) kültürlerinin geliştirilmeleri için destekleme kapasitesini ve potansiyelini değerlendirme ve modelinin yapımı – doç. dr. Hüseyin Yemenciev
R12.Sel riskini değerlendirme metotları. Enformasyon kaynakları,verileri işleme ve Coğrafi enformasyon sistemlerinde (GİS) kullanma – doç. dr. Hüseyin Yemenciev
R13.Burgas bölgesindeki ıslak bölgelerin ve Karadeniz sahilinin biyolojik genetik kirlenmesi – problemler ve önlemler – prof. dr Valentin Nenov
Konuşmacılar:
Prof. dr Valentin Nenov – Burgas şehri “Prof. dr. Asen Slatarov” Üniversitesi
Doç. dr Hüseyin Yemenciev – – Burgas şehri “Prof. dr. Asen Slatarov” Üniversitesi
Sonya Enilova – Burgas Bölgesel Turizm Derneği (RİOSV)
Tanya Manolova – Burgas Bölgesel Turizm Derneği (RİOSV)
Milena Yarmova – Burgas Bölgesel Turizm Derneği (RİOSV)
Baş asistan dr İvan Çobanov Burgas şehri “Prof. dr. Asen Slatarov” Üniversitesi
Dr Todor Mihalev – Burgas Bölgesel Turizm Derneği (RİOSV)
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
Avrupa Birliği Bakanlığının ulusal otorite görevini yürüttüğü Interreg-IPA Bulgaristan – Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programının birinci teklif çağrısı kapsamında yürütülmekte olan CB005.1.12.115 sayılı “Burgas ve Enez’deki doğal mirasın korunması ve restorasyonuna yönelik önlemler (MORE CARE)” isimli projenin sürdürülebilirliği amacıyla Gala Gölü’nde periyodik olarak gerçekleştirilen su analiz ölçümleri bilgileri aşağıda verilmiştir.
ŞUBAT 2019
7.02.2019 14:29 | pH | 769.421 |
7.02.2019 14:29 | Bulanıklık | 0 |
7.02.2019 14:29 | Sıcaklık | 8.3 |
7.02.2019 14:29 | Durum | 1 |
7.02.2019 14:29 | İletkenlik | 1543.88 |
7.02.2019 14:29 | Oksijen | 375.519 |
7.02.2019 16:54 | pH | 771.307 |
7.02.2019 16:54 | Bulanıklık | 0 |
7.02.2019 16:54 | Sıcaklık | 8.3 |
7.02.2019 16:54 | Durum | 1 |
7.02.2019 16:54 | İletkenlik | 1519.48 |
7.02.2019 16:54 | Oksijen | 42.838 |
NİSAN 2019
9.04.2019 10:37 | pH | 747.357 |
9.04.2019 10:37 | Bulanıklık | 164.282 |
9.04.2019 10:37 | Sıcaklık | 15.1 |
9.04.2019 10:37 | Durum | 1 |
9.04.2019 10:37 | İletkenlik | 1472.05 |
9.04.2019 10:37 | Oksijen | 206.875 |
9.04.2019 17:30 | pH | 755.612 |
9.04.2019 17:30 | Bulanıklık | 269.835 |
9.04.2019 17:30 | Sıcaklık | 17.2 |
9.04.2019 17:30 | Durum | 1 |
9.04.2019 17:30 | İletkenlik | 1463.17 |
9.04.2019 17:30 | Oksijen | 492.132 |
HAZİRAN 2019
8.06.2019 09:31 | pH | 730.984 |
8.06.2019 09:31 | Bulanıklık | 252.283 |
8.06.2019 09:31 | Sıcaklık | 24.5 |
8.06.2019 09:31 | Durum | 1 |
8.06.2019 09:31 | İletkenlik | 1992.92 |
8.06.2019 09:31 | Oksijen | 0 |
8.06.2019 14:35 | pH | 726.639 |
8.06.2019 14:35 | Bulanıklık | 0 |
8.06.2019 14:35 | Sıcaklık | 27.6 |
8.06.2019 14:35 | Durum | 1 |
8.06.2019 14:35 | İletkenlik | 1990.52 |
8.06.2019 14:35 | Oksijen | 0.143946 |
AĞUSTOS 2019
4.08.2019 08:41 | pH | 762.691 |
4.08.2019 08:41 | Bulanıklık | 0 |
4.08.2019 08:41 | Sıcaklık | 25.8 |
4.08.2019 08:41 | Durum | 1 |
4.08.2019 08:41 | İletkenlik | 1792.49 |
4.08.2019 08:41 | Oksijen | 0.0450857 |
4.08.2019 13:49 | pH | 765.572 |
4.08.2019 13:49 | Bulanıklık | 0 |
4.08.2019 13:49 | Sıcaklık | 25.4 |
4.08.2019 13:49 | Durum | 1 |
4.08.2019 13:49 | İletkenlik | 1788.23 |
4.08.2019 13:49 | Oksijen | 0 |
EKİM 2019
2.10.2019 08:03 | pH | 752.698 |
2.10.2019 08:03 | Bulanıklık | 468.311 |
2.10.2019 08:03 | Sıcaklık | 20.9 |
2.10.2019 08:03 | Durum | 1 |
2.10.2019 08:03 | İletkenlik | 1775.97 |
2.10.2019 08:03 | Oksijen | 0.0263349 |
2.10.2019 13:22 | pH | 763.328 |
2.10.2019 13:22 | Bulanıklık | 25.64 |
2.10.2019 13:22 | Sıcaklık | 19.9 |
2.10.2019 13:22 | Durum | 1 |
2.10.2019 13:22 | İletkenlik | 1706.8 |
2.10.2019 13:22 | Oksijen | 0.033969 |
KASIM 2019
13.11.2019 13:07 | pH | 758.487 |
13.11.2019 13:07 | Bulanıklık | 422.835 |
13.11.2019 13:07 | Sıcaklık | 28.Mar |
13.11.2019 13:07 | Durum | 1 |
13.11.2019 13:07 | İletkenlik | 676.388 |
13.11.2019 13:07 | Oksijen | 0.0833023 |
13.11.2019 14:06 | pH | 756.907 |
13.11.2019 14:06 | Bulanıklık | 337.194 |
13.11.2019 14:06 | Sıcaklık | 27.Tem |
13.11.2019 14:06 | Durum | 1 |
13.11.2019 14:06 | İletkenlik | 689.716 |
13.11.2019 14:06 | Oksijen | 0.0819568 |
“Burgaz’da ve Enez’de doğa mirasının korunmasına ve restorasyonuna yönelik önlemler” Projesi (MoreCare), Ref: CB005.1.115, “Bulgaristan Burgas’daki Vaya Türkiye Enez’deki Gala göllerinde ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi için ortak model ve metodoloji hazırlanması”
VAYA (BURGAS) VE GALA (ENEZ) GÖLLERİ BÖLGELERİNDE EKOSİSTEM HİZMETLERİ GELİŞTİRİLME OLANAKLARI
Yeşil Istranca Derneği
Burgas, Kasım 2018
Genel olarak ekosistem hizmetleri, doğa ekosistemlerinin insanlara sundukları nimetler anlamına gelmektedir. Farkına varmasak dahi, bu hizmetler mevcut ve bizler onlardan sürekli yararlanmaktayız. Hayatımız ekosistem kaynaklarıyla doğrudan ilişkilidir ve onlara bağlıdır. Bu kaynakları kullandığımız, yönettiğimiz ve koruduğumuz şekil doğada bıraktığımız izlerle, yaşam modelimizin istikrarıyla ve çevreye duyarlılığımızla direk ilintilidir.
1.Vaya Gölü
1.1 İnsan etkisi
Varoluşundan bugüne dek ve özellikle son 50 yılda Vaya Gölü büyük bir antropojen baskıya maruz kalarak kaydadeğer değişime uğramıştır. Bunların arasında sığlaşma, dibinin düzlenmesi, toplam su ve açık su yüzeyinin azalması, tuz oranının şiddetle azalması ve en önemlisi petrol ürünleriyle kirlenmesi yer alıyor. Son birkaç yılda, ağır tarım makinelerinin kullanılmasına başlanması ve ülkede sübvansyonlu tarım geçilmesiyle göl sularına toprak çökeltileri ve zirai gübrelerin taşınması sorunu ciddi boyutlara ulaşmıştır. Göl etrafındaki kamış plantasyonlarının bakımı açık su yüzeyinin korunması açısından çok önemlidir, çünkü bu yüzey kuşların beslenmesi ve dinlenmesi için gereklidir.
Burgas Gölünün su kalitesinin kötüleşmesi kuşlar ve balıkların besın kaynaklarına yönelik ciddi bir tehdittir. Geçen yüzyılın 60 yıllarında dahi göl suları ötrofik ve hipetrofiktir. 1967 yılı ve sonrasında gölün petrol ürünleriyle ciddi bir şekilde kirlenmesi üzerine mavi-yeşil yosunların türediği, damarlı bitkilerin azaldığı ve su sümbülünün (Potamogeton pektinatus) yaygınlaştığı kaydedilmiştir. 1962 yılında toksik olaylar vuku bulmuş, akabinde balık ölümleri yaşanmıştır. Gölde yaşayan hayvanların sağlığı içn tehlikeli olan aşırı toksik yosun türleri türemeye başlamıştır. Dipteki kalın tabaka kirleticileri kalıcı olarak barındırmakta olup, 1996 yılında yapılan inceleme göl çamurunda hala petrol ürünleri izleri olduğunu göstermiştir. Çevre ve Su Bakanlığı’nın RD-272/03.05.2001 sayılı Genelgesiyle Vaya Gölü suları ikinci sınıf olarak belirlenmiştir.
Bulgaristan’daki en önemli sulak alanların korunmasına ilişkin 2013 – 2022 Ulusal Plana göre sulak alanın genel durumu tatmin edici değil ve kuşların korunması için gerekli koşullar kötüleşme eğilimindedir. Başlıca tehditler şunlardır: çok güçlü antropojen baskı – sulak alanda bazı yerlere toprak dolgu yapılması ve inşaat faaliyetleri, petrol ürünleri, kimyasallar ve katı evsel atıklarla kirletilmesi, aşırı balık avlamave kuşlar için tehlikeli balık avlama düzenekleri kullanımı, göldeki balık faunasının azalmasına sebep olan kaçak veya yasal olmayan araçlarla (balık ağları) balık avlama, üreme dönenlerinde dahi balık avlanma yapılması, çok nadir ve nesli tükenmekte olan türler, kuşlar ve sürüngenlerin kurban olması, , kaçak avlanmanın gölde yuvalayan, beslenen ve istirahat eden tüler arasında huzursuzluk yaratması, göl ile deniz arasındaki bağlantının engellenmesi, kuşlar için zararlı olan elektrik hatlarının mevcudiyeti, rüzgardan elektrik üretme planları. Ornitofauna için spesifik tehditler şunlardır: huzursuzluk, illegal avlanma, beslenme kaynaklarının kötüleşmesi, göl çevresindeki elektrik hatlarından kaynaklanan ölümler, yuvalama yerleri eksikliği, kirlenme, aşırı avlanma, tarımda kimyasalların kullamılması. Balıklar ve herpetofauna için spesifik tehditler: aşırı avlanma, yerel olmayan balık türlerinin yaygınlaşması, tuz oranında azalma, bitki örtüsünde azalma, göl etrafındaki bitkilerin yok edilmesi, herbisit ve pestisitlerle kirletme, üreme dönemlerinde yangınlar.
Günümüzde Burgas’ın Kuzey ve Güney Sanayi Bölgelerinden atık sular, kurulan arıtma tesislerinden geçtikten sonra, limana akmaktadır. Fakat Aytoska Nehri’nin arıtılmamış suları da buraya akmaktadır. Ayrıca Burgas’ın çöp toplama deposundan çökelti suları ve Gorno Ezerovo semti yakınındaki taş ocaklarından sular da buraya akmaktadır. Burgas Çevvre İl Müdürlüğü’nin 2016 için yıllık raporunda, alüminyum ve ötrofikasyon süreçlerinde standartların aşıldığı, amonyum ve nitrit azot parametrelerinde de bir önceki yıla gör kötüleşme kaydedildiği belirtilmiştir.
Ses kirliliği de olumsuz etkisini gösterir – gölün doğu ve kuzey sahillerinden geçen anayol, Burgas Havaalanına iniş yapmak üzere alçaktan geçen uçaklar, büyük sanayi işletmeleri ses kirlilği kaynakları arasındadır. Gölün sahillerine yakın geçen yollar evsel atıklarla da kirlenmesine sebep olmaktadır.
2013 yılına kadar gölün doğusunda, göl dibinden pompalanarak çıkartılan inert materyaller ocağı faaliyet göstermiştir. Netice olarak gölün dibi zarar görmüş olup, derinlik kat ve kat artmıştır.
Gölün korunması için tedbirler alınmıştır. 2005 yılında Yönetim Planı hazırlanmıştır. Bazı faaliyetler gerçekleştirilmiştir (kaçak avlanmaya karşı yasal işlemlerin uygulanmasına yönelik, gözlemleme, pelikanları yuva yapmaya teşvik eden suni adacıkların tesisi), fakat planın tamamının gerçekleştirilmesine yönelik insan kaynakları ve mali kaynaklar sağlanmamıştır. Planda yer alan bazı tedbirlerin uygulanmasına 2010 yılında, AB’nni LIFE+ Programı çerçevesinde Bulgaristan Kuşları Koruma Derneği (BDZP) tarafından yürütülen proje ile başlanmıştır (özellikle yerel kurumların kapasitesini arttırmaya, partnerlikler oluşturmaya yönelik).
Gölün korunmasına yönelik önemli spresifik tedbirler şunlardır: suyun tuzluluğu ve sulak alanın diğer ilintili özelliikleri için önemli olan su rejiminin ve özellikle Karadeniz ile bağlantı yolunun bakımı, endüstryel kaynaklı kirliliğin sınırlandırılması, çevredeki tarım arazilerinden kaynaklana difüsyon kirliliğin kısıtlanması, inşaat ve inşaat ile endüstriyel atıkların kontrolü, balık avlanma kontrolü.
Koruma alanında getirilen yasaklar: çayır, otlak ve meralarda ağaç dikilmesi, bunların işlenen tarlaya veya meyve bahçesine dönüştürülmesi, otlak ve çayırlarda pestisit ve mineral gübrelerin kullanımı, bölgedeki kui türlerinin üreme dönemleri olan 1 Mart – 15 Ağustos tarihleri arasında kamışların biçilmesi, kamış plantasyonlarının ve sahi boyundaki bitkilerin yakılması.
Via Pontica kuş göç yolunun kilit konumunda işlevsel elementi olarak, biyolojik çeşitliliği destekleyen bir “depo” görevi görmesi, yerel mikro iklimde faktör olması ve çevre dostu girişimlerin (örneğin çevre turizmi, su ve balık kaynaklarının iyi düzenlenmiş kullanımı) geliştirilmesinde bir önkoşul niteliği taşıması sebepleriyle göl çok büyük ekosistem önemdedir.
İnsan faaliyetleri neticesi Vaya Gölü için başlıca tehditler aşağıda gibidir:
- Sığlaşma, siltasyon ve dibin düzleşmesi;
- Gölün toplam yüzölçümünün ve açık su yüzeyinin azalması;
- Tuzluluk oranının azalması;
- Petrol ürünleriyle aşırı kirlenmesi;
- Alçaktan geçen uçaklar;
- Toprak erozyonu;
- Tarım arazilerinin gübrelenmesi ve pestisitlerle kirlenmesi;
- Su kalitesinin kötüleşmesi;
- Belirli kısımlarında suyun çekilmesi;
- Aşırı inşaat;
- Evsel atıklarla kirlenmesi;
- Aşırı balık avlanması ve avlanmada tehlikeli araçların kullanılması;
- Kaçak avlanma;
- Gölün denizle temasının engellenmesi;
- Kuşlar için tehlikeli olan elektrik hatları;
- Kuşların huzursuz edilmesi;
- Yuva kurulacak uygun yerlerin eksikliği;
- Yerel olmayan balıkların yaygınlaşması;
- Ormansızlaşma;
- Orman ve çayır yangınları;
- Ses kirliliği;
- Atık evsel ve başkaca sularla kirletilmesi.
1.2 Olanaklar
Vaya Gölü bölgesinde ekosistem hizmetlerinin gelecekte geliştirilmesi için tehditlerin yanı sıra kullanılması gereken kayda değer avantajlar da var:
- Burgas’dan ve çevredeki köylerden insanların göle yakınlığı ve kolay erişimleri;
- Gölde ve çevresinde zengin biyolojik çeşitliliğin, koruma alanlarının, ormanlık bölgelerin, çok sayıda kültürel ve tarihi objelerin varlığı;
- Kuşların Via Pontica göç yolu üzerinde bulunması;
Vaya Gölü Burgas ve çevresinde yaşayan insanların hayatında önemli rol oynamaktadır. Sunduğu ekosistem hizmetleri arasında en büyük ağırlık düzenleyici ve destekleyici olanlardır. Göle akan nehirlerle gelen yoğun yağmur suları için tampon işlevi ve özellikle petrol rafinerisi, evsel atıklar deposu, arıtma tesisi, inert madde ocağı başta olmak üzere sanayi işletmelerinden kaynaklanan kirli sular için çökertme ve filtre görevi görmesi paha biçilmezdir.
Göl insanların hayatını çeşitlendirmekte olup, onlara birçok kültür ekosistem hizmetleri sunmaktadır. İşte burada gölün en az geliştirilmiş potansiyeli bulunmaktadır. Gelecekte aşağıdaki faaliyetlerin daha iyi geliştirilmesine yönelik tedbirler alınabilir:- Kuşların izlenmesi ve incelenmesi;
- Öğrenci ve üniversitelilerin eğitim amaçlı ziyaretleri;
- Ziyaretçi merkezleri, yaya ve bisiklet güzergâhları ve kuş gözlemleme kuleleri tesisi ile doğanın ve biyolojik çeşitliliğin tanıtımı ve incelenmesine yönelik diğer interaktif yöntemlerin kullanılması;
- Su sporlarının geliştirilmesi;
- Deniz turizmini doğa ve tarihi mekânlarına ziyaretlerle kombine edilmesi.
2. Gala Gölü
2.1 İnsan etkisi
Gala Gölü Enez’den 10 kilometre ve Edirne İli İpsala’dan 23 kilometre mesafede Meriç Nehri deltası yakınında bulunan yapay duvarı olan alüvyal tatlı su gölüdür. Büyük Gala ve Küçük Gala olarak adlandırılan iki kısımdan oluşmaktadır. Yüzölçümü 5,6 km2 olup, deniz seviyesinin 2 metre üzerinde bulunmaktadır. Derinlik 0,4-2,2 m arasında değişmektedir. Meriç Nehrinden başlayan ve su seviyesini düzenleyen drenaj kanalı ile beslenmektedir. Göl çevresindeki geniş çeltik tarlalarını sulamak için kullanılmaktadır.
Pirinç üretimi Enez bölgesinde başlıca geçim kaynağıdır. Türkiye’den üretilen pirincin %25’i burada yetişmektedir. Dolayısıyla bu üretim ekosistem ve doğa kaynakları üzerindeki antropojenik etkilerin başında geliyor. Toprağın, suyun ve havanın kirletilmesi suretiyle biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetlerinin kalitesine yönelik başlıca tehditler de bu üretim ile ilgilidir.
Çeltik, Enez ve İpsala arasında onlarca yıldan bu yana aynı tarım arazileri üzerinde monokültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Sonuç olarak toprak yıprandığı için yoğun bir şekilde gübrelenmesi gerekmektedir.
Geniş tarım arazileriyle çevrelenmiş olan Gala Gölü gibi bir sulak alanda tarımda kullanılan fosfat, sülfat, nitrit ve nitrat seviyelerinin yüksek olduğu beklenilmektedir. Yine de göl ile tarım arazileri arasında bulunan sık kamış plantasyonları ve drenaj kanalları sülfat ve fosfat iyonlarının suya karışmasını kısmen engellemektedir. Fakat bunun neticesinde gölün su yüzeyi azalmakta, kamış olan bölgeler hızlı büyümeyle genişlemektedir. (Güher H., S. Erdoğan, T. Kırgız, B. Çamur-Elipek, The Dynamics of Zooplankton in National Park of Lake Gala (Edirne-Turkey), www.researchgate.net, August 2011).
Gala Gölü çevresinde ekosistem hizmetlerine yönelik başlıca tehditler şunlardır:
- Yoğun monokültür tarımı;
- Toprağın ve suların pestisitlerle kirlenmesi;
- Çeltik hasadından sonra anızların yakılması;
- Göl sınırları içerisinde yoğun hayvancılık;
- Yaban hayvanlarının kaçak avlanması;
- Kuşların göç yolunda bulunan rüzgâr jeneratörleri ile elektrik üretimi.
2.2. Olanaklar
Gala Gölü çevresi büyük bir potansiyele sahiptir ve ekosistem hizmetlerinin ileride gelişmesi perspektifleri yüksektir. Ancak ilk aşamada hâlihazırdaki bazı doğal kaynaklarının yoğun bir şekilde kullanılması ile yeni hizmetlerin geliştirilmesi arasında bir denge aranmalıdır.
- Yeni yol altyapısı ile İstanbul, Edirne ve Türkiye’nin Avrupa yakasının tamamından çok sayıda insan akınına kolay erişim sağlanması;
- Gölde ve çevresinde zengin biyolojik çeşitliliğin, koruma alanlarının, ormanlık bölgelerin, çok sayıda kültürel ve tarihi objelerin mevcudiyeti;
- Ege Denizi kıyısında geniş ve ziyaret edilmeyen plaj şeridinin varlığı;
- Meriç Nehir ağzının yakınlığı;
- Enez’de tarihi ve arkeolojik objelerin bolluğu;
- Via Pontica kuş göç yolunun bir parçası;
Gelecekte aşağıdaki faaliyetler daha yaygınlaştırılabilir:
– Kuşların gözlemlenmesi ve incelenmesi;
– Öğrenci ve üniversitelilerle eğitim amaçlı ziyaretler;
- Ziyaretçi merkezleri, yaya ve bisiklet güzergâhları ve kuş gözlemleme kuleleri tesisi ile doğanın ve biyolojik çeşitliliğin tanıtımı ve incelenmesine yönelik diğer interaktif yöntemlerin kullanılması;
- Su sporlarının geliştirilmesi;
- Deniz turizmini doğa ve tarihi mekânlarına ziyaretlerle kombine edilmesi.
Yeşil Istranca Derneği
Burgas, Kasım 2018
VAYA (BURGAS) VE GALA (ENEZ) GÖLLERİ BÖLGELERİNDE EKOSİSTEM HİZMETLERİ GELİŞTİRİLME OLANAKLARI
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
Project „“Burgas ve Enez’deki doğal mirasın korunması ve restorasyonuna yönelik önlemler” (MoreCare)“, ref: CB005.1.115, Vaya (Burgas) ve Gala (Enez) göllerinde bir ortak modelin geliştirilmesi ve ekosistem servislerine yönelik metodolojinin değerlendirilmesi
VAYA (BURGAS) VE GALA (ENEZ) GÖLLERİNDE BİR ORTAK MODELİN GELİŞTİRİLMESİ VE EKOSİSTEM SERVİSLERİNE YÖNELIK METODOLOJİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Yeşil Istranca Derneği
Burgas, Kasım 2018
İçerik
1 Kaynak 1
2 Ekosistem servisleri. 2
3 Ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi için metodoloji. 2
3.1 Ekosistemlerin haritalanması. 2
3.2 Ekosistemlerin durumunun değerlendirilmesi. 4
3.3 Ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi. 4
Kaynak
Burgaz Gölü veya Vaya, Bulgaristan’ın en büyük doğal gölüdür. Göl, Karadeniz kıyısında, Burgaz’ın batısında bulunan sığ bir limandır. Batı kesiminde Aitoska Nehri, Sunderere ve Chukarska Nehri bulunur.
Burgaz Gölü, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki konsantre su kuşları için en önemli üç sulak alan kompleksinden biri olan Burgaz Gölü Kompleksi’nin bir parçasıdır.
Burgaz Gölü, aşağıda beyan edilen ve son derece önemli uluslararası korumaya sahip bir alandır:
- Her iki direktif altında korunan alan (ЗЗ BG0000273) – Habitatlar Direktifi ve Kuşlar Direktifi
- Ornitolojik olarak önemli bir yer (BirdLife International, 1989), göl Via Pontica göç yolunda bulunur ve kuş göçü için en önemli istasyonlardan biridir
- Ramsar Sözleşmesi uyarınca uluslararası öneme sahip bir sulak alandır (2003)
- Nadir ve nesli tükenmekte olan kuş türlerinin korunmasında Avrupa’nın öneminden ötürü CORINE’de yer almaktadır (1998)
- Vaya, gölün% 12’sini kaplayan 75 hektarlık bir alanı korumaktadır.
Göl bölgesinde 71’i Bulgaristan Kırmızı Kitabında (1985) yer alan 245 kuş türü bulunmaktadır. Mevcut türlerin 105 tanesi Avrupa’nın korunma öneme sahip, 9 tanesi dünya çapında tehlike altında ve 95 tanesi (Standart Natura 2000 form) Avrupa’da tehlike altındadır. Göl, Biyoçeşitlilik Yasasının Ek 2’sinde yer alan 89 kuş türü için uygun yaşam alanları sağlar ve Karabatak, Kuğu, Yutmak, Büyük Beyaz Önlü Kaz, Kahverengi Başlı Ördek ve Skoç Ördek gibi türlerin kışı geçirebilmesi için uluslararası öneme sahiptir. Ayrıca kışın dünyadaki nesli tükenmekte olan Dalmaçyalı Pelikan ve Kırmızı Göğüslü Kazlar için de uygun bir alandır. Göl, Kuyruğu dikenli Ördek ve üreyen küçük su boğalarının muhafazasının Avrupa Birliği için ülkedeki en önemli yerlerden biridir.
Göl güçlü antropojenik basınca maruz kalmaktadır (atık su, inşaat ve evsel atık, ağır bina, gürültü, endüstriyel balıkçılık). Balığın, göle ve denizi birbirine bağlayan kanal içerisindeki serbest dolaşımı engellenmiştir, çünkü kanal neredeyse tamamen çevrelenmiştir. Göl, yakındaki petrol rafinerisinin bir sonucu olarak petrol ürünleri, fenoller ve diğer kimyasallarla kirletilmektedir. Bütün bu faktörler, su kalitesinde bir değişikliğe, balık stoklarının türünde ve miktarında bir değişime ve korunan pek çok su kuşu için sırasıyla gıda tabanında değişime neden olabilir.
Ekosistem servisleri
Proje çalışmasında, CICES sınıflandırması ekosistem hizmetlerinin (ESS) temel bir sınıflandırması olarak kullanılacaktır. Avrupa Komisyonu ve MAES (Ekosistemlerin ve Hizmetlerinin Haritalandırılması ve Değerlendirilmesi) ekosistem hizmetleri ve ayrıca yeniden tanımlanmış BG03 – MethEcoSMap Projesi “ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi ve biyofiziksel değerlendirmesi için metodolojik destek” alt programının önerilmesi BG03.02 FM / AEA tarafından finanse edilen “Biyoçeşitlilik ve ekosistem hizmetleri”.
Sınıflandırmaya göre, ESS’ler aşağıdakilere ayrılmıştır:
- Gıda (gıda, genetik kaynaklar, şifalı bitkiler, odun, lif vb.)
- düzenleme ve destekleme (iklim, tozlanma, su çemberi, toprak oluşumu, su kalitesi, biyolojik kontrol vb.)
- kültürel (rekreasyon – rekreasyon, manevi faydalar, estetik faydalar, eğitimsel ve bilimsel aktivite vb.)
Ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi için metodoloji
Enez yakınlarındaki Gala Gölü ve Burgaz Gölü (Vaya Gölü)’nün ekosistem hizmetlerinin (ESS) değerlendirmesi için kullanılacak olan metodoloji ,Bulgaristan’daki ekosistemlerin durumunu ve hizmet sağlama potansiyellerini değerlendirmek için ulusal bir metodolojik çerçeveyi takip edecektir.
Genel olarak, ESS değerlendirme adımları 3 tanedir: (1) Ekosistemlerin haritalanması, (2) Ekosistemlerin değerlendirilmesi ve (3) Ekosistemlerin hizmet sağlama potansiyelinin belirlenmesi de dahil olmak üzere ESS’nin hesaplanması.
Aşağıda ayrıntılı adımlar verilmiştir:
Ekosistemlerin haritalanması
Ekosistemlerin haritalanması aşağıdakilere dayanır:
-
Mevcut ulusal tatlı su ekosistemleri veritabanlarının kullanımı – Kadastro, LPIS, LSA, Corine;
-
Pan-Avrupa Yüksek Çözünürlüklü Katmanların Kullanımı;
- Copernicus programının (HRL);
- Uydu görüntülerinin kullanımı;
- Nesnelerin son sınırlarının çizilmesi.
Haritalama amacıyla ekosistemler, üç temel seviye tipindeki MAES tipolojisine (2013) göre tiplere ayrılır. 1: kara, tatlı su ve deniz. Bulgaristan’da tatlı su ekosistemlerinin tipolojisi aşağıdadır:
Ekosistemlerin durumunun değerlendirilmesi
Mevcut ekosistem durumunun değerlendirilmesi, tanımlanmış göstergelerle yapılan saha çalışmalarına dayanmaktadır. Bulgaristan’daki tüm ekosistem türlerinin durumunun değerlendirilmesine ilişkin göstergeler MAES’in tavsiyelerine göre (2013) tür ve gruplarda hiyerarşik olarak gruplandırılmıştır.
Ekosistemlerin durumunu değerlendirmek için kullanılan anahtar göstergeler şunlardır:
Yaşam alanlarının ve türlerin korunma durumu
- Su kütlelerinin ekolojik durumu
- Biyoçeşitlilik durumu
- İstilacı türlerin varlığı
- Hidrolojik heterojenite
Bu aşamada kullanılan veri kaynakları, her değerlendirme göstergesinin kendi özgünlüğüne göre uyarlanmalıdır.
Değerlendirme için kullanılan ana veriler:
- Habitat Direktifinin 17. Maddesi uyarınca yaşam alanlarının değerlendirilmesi
- Su Çerçeve Direktifi (WFD) Değerlendirmesi
- Su, toprak, hava kirliliği ile ilgili veriler
- Ekosistemlerde değişikliklere neden olan basınç / etki verileri (örneğin iklim değişikliği, antropojenik basınç, istilacı türler vb.)
Çalışmada, tatlı su ekosistemlerinin durumunu belirleme adımlarının ayrıntılı bir açıklaması verilmiştir: “Tatlı Su ve Deniz Ekosistemleri: Durum, Hizmetler, Perspektifler”.
Metodolojide önerilen her bir gösterge grubunun genel değerlendirmesi (tatlı su ekosistemleri için ekosistemlerin durumunun göstergeleri), özel tatlı su ekosistemi alt tipine dahil olan göstergelerin sonuçlarının ortalaması olarak hesaplanır. Son işaret bir tamsayı olarak verilmelidir. (Metodolojinin Tablo 5 ve 6’ya bakınız).
Ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi
Bu aşamada, ESS kullanım potansiyelini ve bunun ekosistemlerin işleyişini nasıl etkileyeceğini belirlemek için hangi ESS türleri sağlandığı ve / veya arandığı, nerede ve hangi ölçekte olduğu hakkında bilgi toplanır. Olası bilgi kaynakları şunlar olabilir:
- MOEW – AÇA – Havza Müdürlükleri, Ulusal Veri Tabanı
- Ulusal istatistikler
- Belediye
- Ulusal Kadastro
- Bilimsel yayınlarProjects
- Yerinde veri
- AB içinden / içinden veri kaynakları
- Uzaktan gözlemlerden elde edilen veriler
- Anketler ve uzmanlarla görüşmeler
ESS, özel olarak tanımlanmış değerlendirme göstergeleri temelinde değerlendirilir. Tatlı su ekosistem hizmetleri göstergeleri MAES (2013) tarafından geliştirilmiştir.
Göller Vaya (Burgas) ve Gala (Enez) ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi için, karşılaştırılabilir olmak amacıyla iki gölün toplanan bilgileri ve anketleri sonucunda seçilen ortak göstergeleri kullanacağız. :
Besin ESS
Tarım ürünleri
Hayvancılık ürünleri
Yabani hayvanlardan, bitkilerden, mantarlardan, yabani otlardan elde edilen ürünler
Akvaryum ürünler
İçme ve içme suyu sağlama
Enerji kaynakları
ESS’yi düzenleme
Hava ve suyun kirleticilerden arıtılması
Zemin stabilizasyonu ve erozyon işlemlerinin düzenlenmesi
Su döngüsünün düzenlenmesi – taşkın koruması ve kuraklık koruması
Nüfusun devamı için habitat tipleri ve koşulları sağlamak
Mikroiklim düzenlemesi
Kültürel ESS
Çevre ile bağlantılı yaşam
“Bilim araştırmaları ve eğitim programları yürütmek”
Tarihsel ve kültürel miraslar
Serbest zaman ve eğlence
Doğal miras, korunan alanların varlığı
Ekosistem hizmetlerini sağlayan ekosistem kapasitesini belirlemek için, her göstergenin değerlendirmesini beş basamaklı bir ölçekte 1 ile 5 arasında derecelendirildiği seçilmiş ekosistem hizmetleri göstergelerinin bir matrisini dolduracağız:
1 – Kesinlikle bozulmuş
2 – Bozulmuş
3 – Orta derecede bozulmuş / Biraz gelişmiş potansiyel
4 – Tamamen gelişmiş potansiyel değil
5 – Uygun / iyi gelişmiş potansiyel
Daha nesnel olmak için, ekosistemlerin mevcut durumu ve gelecekteki potansiyelleri için ekosistem hizmetlerini ayrı ayrı değerlendiriyoruz.
Her iki göl için yapılan anketler sonucunda ekosistem hizmetlerinin kendisi, mevcut durumları ve gelişim potansiyelleri için belirlenmiş göstergelere göre ayrı ayrı yapılacaktır.
Yeşil Istranca Derneği
Burgas, 2018
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.
“Burgaz’da ve Enez’de doğa mirasının korunmasına ve restorasyonuna yönelik önlemler” Projesi (MoreCare), Ref: CB005.1.115, “Bulgaristan Burgas’daki Vaya Türkiye Enez’deki Gala göllerinde ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi için ortak model ve metodoloji hazırlanması”
VAYA (BURGAS) VE GALA (ENEZ) GÖLLERİNE İLİŞKİN KIYASLAMALI ANALİZ VE EKOSİSTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Yeşil Istranca Derneği
Burgas, Kasım 2018
Ekosistem hizmetleri, bir küresel inisiyatif olan Ekosistemlerin ve Biyolojik Çeşitliliğin Ekonomisi (TEBB) tarafından ekosistemlerin insanların refahına olan katkısı şeklinde tanımlanmıştır. Ekosistem hizmetleri genel olarak aşağıdaki şekilde ayırt edilebilir:
* Destekleyici hizmetler – tüm diğer ekosistem hizmetlerinin sağlanması içiçn gerekli koşulları oluşturan hizmetler, örneğin fotosintez veya toprak oluşumu.
* Ürün (Maddi) hizmetleri – ekosistemlerden kaynaklanan tüm ürünler, örneğin gıda, elyaf, yakıt, şifalı bitkiler ve tıbbi bitkiler, genetik materyal, içme suyu.
* Düzenleyici hizmetler – ekosistemlerin önemli doğal doğa süreçlerini düzenleme kabiliyeti, örneğin iklim düzenlenmesi, suyun kalitesi ve miktarının düzenlenmesi vb.
* Kültür hizmetleri – ekosistemlerden maddi olmayan faydalar, örneğin manzaranın estetik ve eğelence değeri.
Günümüzde faaliyetlerimizle, doğal kaynakları kullanırken, çoğu zaman ekosistemlerin bizlere faydalı hizmetlerini sunma kabiliyetlerini etkiliyoruz. 2011 yılı Mayıs ayında Avrupa Komisyonu tarafından “Bizim Hayat Sigortamız, Bizim Doğa Sermayemiz: 2020 Yılına Kadar Biyolojik Çeşitlilik Konusunda AB Stratejisi” (COM [2011] 244) Bildirisi kabul edildi.
Bu stratejide 2020 yılı hedefi olarak ekosistemlerden hizmetlerin kötüleşmesinin önüne geçmek ve onları eski haline getirmek belirlenmiştir. İkinci hedef ise 2020 yılına kadar, yeşil altyapı oluşturulmak suretiyle ekosistemlerin ve onların hizmetlerinin bakımının yapılması ve iyileştirilmesi, böylece zarar gören ekosistemlerin en az % 15 oranında geri kazandırılmasının garantilenmesidir. Bu süreç, ekosistemlerin ve onların hizmetlerine ilişkin harita çıkarılması ve değerlendirme yapılmasını içermektedir. Bildirgenin ardından 2012 yılı Nisan ayında Avrupa Parlamentosu tarafından karar alındı.
2013 yılı Mayıs ayında Avrupa Komisyonu tarafından “Yeşil Altyapı (GI) – Avrupa’nın Doğa Sermayesinin Arttırılması” Bildirisi kabul edildi. Bu bildiri yeşil altyapıyı “farklı ekosistem hizmetleri sağlayacak şekilde yapılandırılmış ve yönetilen doğal ve yarı doğal bölgeler ve çevrenin diğer unsurlarından oluşan stratejik planlanmış ağa” olarak tanımlamaktadır. Konsept, mekansal planlama ve bölgesel kalınma konularında doğal çözümlerin entegrasyonu temeline dayalı olarak hizmetlerin maksimize edilmesine vurgu yapmaktadır.
İki gölün, Vaya (Burgas, Bulgaristan) ve Gala (Enez, Türkiye), ekosistem hizmetleri doğa ve coğrafi özelliklere, tarihi gelişmeler ve iki bölgedeki günümüz sosyal ve ekonomik koşullara bağlıdır. Kendilerine özgü belirtileri olmakla birlikte çok sayıda ortak bileşenleri de var.
Göllerin ikisi de kıyı bölgelerde bulunuyor, yerleşim yerlerinin hemen yanında, şehirleşmiş alanla çevrilidirler, deniz seviyesine çok yakın rakımdalar, zengin biyolojik çeşitlilik muhafaza etmekteler ve yerel, bölgesel ve uluslararası önemde doğa koruma alanlarıdırlar. Göller ve çevresi doğal ürün, gıda, enerji, içilebilen ve
içilemeyen su, şifalı ve tıbbi bitkiler kaynağıdır, genetik materyal muhafaza etmektedirler. İklim, su kalitesi ve miktarı, hava temizliği vb. dahil ekosistemler ve insanların hayatı ile ilgili çok sayıda destekleyici ve düzenleyici işlev görmektedirler. Kayda değer ve muhtelif maddi olmayan faydalarıyla insanların hayat kalitesine
büyük katkıları vardır.
Ekosistem hizmetleri değerlendirilirken, insanların hayatı ile doğrudan ilgili olan ölçülebilir ve kıyaslanabilir göstergeler kullanılmak suretiyle maddi, düzenleyici ve kültür hizmetleri nitelendirilmektedir.
Vaya (Burgas) ve Gala (Enez) göllerinin ekosistem hizmetlerinin değerlendirilmesi için, iki gölde yapılan incelemeler ve toplanan verilerden yola çıkarak, aşağıdaki kıyaslanabilecek ortak göstergeleri kullanacağız:
1.Maddi ekosistem hizmetleri
· Bitki yetiştiriciliğinden ürünler
· Hayvancılıktan ürünler
· Yaban hayvanları, bitkiler, mantarlar, yosunlardan ürünler
· Su kültürleri ürünleri
· İçilebilir ve içilemeyen su tedariki
· Enerji kaynakları
2. Düzenleyici ekosistem hizmetleri
· Havanın ve suların kirleticilerden arındırılması
· Zeminin stabilizasyonu ve erozyon süreçlerinin düzenlenmesi
· Su döngüsünün düzenlenmesi – sel ve kuraklıktan koruma
· Türlere doğal ortam ve popülasyonlarının devamı için koşullar sağlamak
· Mikro iklim düzenlemesi
3. Kültür ekosistem hizmetleri
· Çevre ortamı ile ilişki yaşamak
· “Bilimsel araştırmalar ve eğitim programları düzenlemek“
· Tarihi ve kültür mirası
· Tatil ve eğlence
· Doğa mirası, koruma alanlarının mevcudiyeti
Bir ekosistemin ekosistem hizmetleri sunma kapasitesini belirlemek için ekosistem hizmetlerine ilişkin seçilmiş göstergeleri bir tabloya işleyeceğiz. Burada, aşağıda olduğu gibi, her gösterge 1-5 arası değer ile nitelendirilmiştir:
1 – Çok gerilemiş;
2 – Gerilemiş
3 – Ilımlı gerilemiş / Belirli ölçüde gelişmiş potansiyel
4 – Tam olarak gelişmemiş potansiyel
5 – Optimal / iyi gelişmiş potansiyel
Daha objektif olabilmek adına ekosistem hizmetlerinin şimdiki durumunu ve gelecekteki potansiyelini ayrı değerlendiriyoruz.
VAYA (BURGAS, BULGARİSTAN) VE GALA (ENEZ, TÜRKİYE) GÖLLERİNİN EKOSİSTEM HİZMETLERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Ekosistem hizmetleri değerlendirmesi analizi
Maddi ekosistem hizmetleri
Gösterge 1 /Bitki yetiştiriciliğinden ürünler/ – Bu göstergenin karşısında Gala Gölü için daha yüksek ve azami değerin /5/ sebebi otlakların varlığı ve çevredeki çeltik tarlalarıdır.
Gösterge 2 /Hayvancılıktan ürünler/ – Bu gösterge karşısında daha yüksek değer /4/ Gala gölün otlaklarında çok sayıda hayvanın beslenmesi ve dinlenmesidir (inek ve koyunlar otlanıyor ve dinleniyor).
Gösterge 3 /Yaban hayvanları, bitkiler, mantarlar, yosunlardan ürünler/ – Gala Gölü Milli Parkı Müdüründen edinilen bilgilere göre göl civarında 29 tür şifalı bitki toplanıyor. Bu gösterge karşısındaki daha yüksek değer /2/ buna bağlıdır.
Gösterge 4 /Su kültürleri ürünleri/ – Bu gösterge karşısında Vaya Gölü için kaydedilen daha yüksek değer /3/ gölün son yıllarda balık kaynağı olarak ününü geri kazanmasından kaynaklanmaktadır. Şu anda gölden yılda elde edilen balık miktarı 200-250 tondur /Bulgaristan’ın Güneydoğu Bölgesindeki Koruma Alanlarının Durumu, 2014/ ve bu miktarın ileride artması beklenmektedir. Gala Gölü Parkında 2013 yılına kadar balık avlanıyormuş ve bu tarihten sonra yasaklanmıştır. Şu anda Meriç Nehri, Meriç Nehri civarında tesis edilen iki barajda ve çeltik tarlalarında balık avlanılıyor. İki göl için de balıkçılığın aşamalı olarak canlandırılması planları yapılmakta, bu nedenle gelecek için daha yüksek puanlar kaydedilmiştir.
Gösterge 5 /İçilebilir ve içilemeyen su tedariki/ – Vaya Gölü suları bölgedeki yeraltı sularını düzenliyor ve onları yüksek seviyede tutuyor. Böylece bu sular civarda sulama için kullanılmaktadır. Gala Gölü su deposu görevi görmekte ve ihtiyaç olduğunda çeltik tarlalarından fazla su burada toplanmaktadır. Göl suyu yaz aylarında sulama için kullanılıyor. Bu nedenle bu göstergede değerler /4/ iki göl için de aynıdır.
Gösterge 6 /Enerji kaynakları/ – Gala Gölü için bu gösterge karşısındaki daha yüksek değer /3/ burada rüzgâr enerjisi üreten jeneratörlerin mevcut olmasından kaynaklanıyor. Vaya Gölünde bu tür jeneratörler yok.
Düzenleyici ekosistem hizmetleri
Gösterge 7 /Havanın ve suların kirleticilerden arındırılması/ – İki göl de yakındaki sanayi işletmelerinden, evsel atıklardan ve tarım faaliyetlerinden kirlenmiş sular için bir çökelti yeri ve filtre görevi görmektedir. Bu açıdan Vaya Gölü insanların hayatı için daha önemli rol oynuyor, çünkü 202.694 nüfuslu (31.12.2017 tarihi
itibarıyla Ulusal İstatistik Kurumu verilerine göre) Burgas şehrinin sınırları içerisinde bulunuyor. Göl Karadeniz’e varmadan önce, evsel su atıkları, petrol rafinerisi başta olmak üzere çevredeki fabrikalardan kirletilen sular, taş ocağı ve evsel atık deposu çökeltileri için filtre niteliğindedir. Diğer taraftan, şehrin en büyük şehirleşmemiş alanı olarak klorofil içeren farklı su ve su seven bitkiler için yaşam ortamı sağlayan göl Burgas’ın havasındaki kirlilik yoğunluğunu azaltmakta ve temizlemektedir. Böylece gölü şehrin akciğeri olarak nitelendirebiliriz.
Gösterge 8 /Zemin stabilizasyonu ve erozyon süreçlerinin düzenlenmesi/ – Mikro iklimi iyileştirmek suretiyle toprak verimliliğini arttırma konusundaki önemleri ve kıyı erozyonunu engelleyici rolleri nedeniyle iki göle de azami değer verilmiştir. Göllere akan çevredeki dere suları burada sakinleşiyor ve bu şekilde alüvyonların
taşınması engelleniyor ve toprak erozyonu azalıyor.
Gösterge 9 /Su döngüsünün düzenlenmesi – sel ve kuraklıktan koruma/ – İklimde meydana gelen değişikliklerle de ilgili olmak üzere, göllere akan nehirle gelen yoğun yağmur suları için tampon bölge rolü görmeleri ve kıyıların su altında kalma riskini azaltan gerçek engel teşkil etmeleri nedeniyle iki göle de azami değer verilmiştir.
Gösterge 10 /Türlere doğal ortam ve popülasyonlarının devamı için koşullar sağlamak/ – Göllerin ikisi de biyolojik çeşitlilik açısından geniş bir yelpazeye sahiptirler ve bu bağlamda biyolojik çeşitliliğin desteklenmesinde ve genetik kaynakların korunmasında gördükleri “depo” görevi çok önemlidir. Vaya Gölü için verilen değer, büyük şehre yakınlığı, yoğun yol trafiği, daha yüksek şehirleşme oranı ve kirlilik nedeniyle biraz daha düşük.
Gösterge 11 /Mikro iklim düzenlemesi/ – Özellikle yakın gelecekte beklenen iklim değişiklikleri bakımından yerel mikro iklim için önemli faktörler olmaları nedeniyle iki göle de yüksek değer biçilmiştir.
Kültür ekosistem hizmetleri
Gösterge 12 /Çevre ortamı ile ilişki yaşamak/ – Olağanüstü doğaları ve zengin biyolojik çeşitlilik temeline dayalı olarak çevre turizmi ve rekreasyon olanakları geliştirilebilir. Göller, doğadan ruhsal ve estetik zevk alma ile eğitim ve bilimsel faaliyetlerde bulunma imkânı ile insanları hayatlarını çeşitlendirmektedirler. Verilen değerler bu konuda göllerin günümüzde yeterince kullanılmadıklarını, fakat gelecek açısından gerçek potansiyeli göstermektedir.
Gösterge 13 /Bilimsel araştırmalar ve eğitim programları düzenlemek/ – Göllerin ikisi de ornitologlar için faydalı ve çok sevilen yerlerdir. Biyolojik çeşitliliği (kuşlar, hayvanlar, bitkiler) incelemek üzere düzenli olarak öğrenci, üniversiteli ve bilim adamları ziyaretleri düzenlenmektedir. Gala Gölü için değerin biraz daha düşük olması hala altyapı ve lojistiğin sağlanmamış olmasındandır. Gelecek için olanaklar ve beklentiler daha büyüktür.
Gösterge 14 /Tarihi ve kültür miras/ – İki göl için de değerler şu an itibarıyla çok düşük, fakat olağanüstü zengin doğa ve arkeolojik anıtlar ile bölgedeki olanakların deniz turizmi ile kombine edilmesi üzerinde düşünülmektedir.
Gösterge 15 /Tatil ve eğlence/ – Şimdiye kadar kullanılmakta olan tatil ve eğlence olanakları çok daha fazladır. Vaya Gölü için değer biraz daha yüksek, çünkü alan özel (ornitolojik) turizm ve balık avlama sporu için açıktır. Şu anda iki gölde de su sporları, bisiklet turizmi, foto turizmi, yaya turizmi, balık avlanma vb. imkânların sunulabilmesini teminen gerekli altyapının düzenlenmesi ve tesisi üzerinde durulmaktadır.
Gösterge 16 /Doğa mirası/ – Göllerin ikisinde de mevcut olan eşsiz biyolojik çeşitlilik ve doğal güzellikler, doğa mirasının korunması konusunda onlar özel bir statüye alınmıştır. Göller yerel, bölgesel ve uluslararası önemde korunan alanlardır.
Yeşil Istranca Derneği
Burgas, Kasım 2018
Yukarıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.